Türk Eğitim-Sen, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabul edilişinin 100’üncü yılı anısına Ankara’da ‘Türk Asrı ve Türkiye Yüzyılında Ulusal Eğitim Çalıştayı’ düzenledi. 2 gün sürecek çalıştayın açılışına Genel Lider Talip Geylan, şube başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Geylan, “Tevhid-i Tedrisat, isminden da anlaşılacağı gibi eğitimin birliği prensibini benimsemiştir. Böylelikle farklı küme, anlayış ya da oluşumların kendi sistemlerini kurarak, Türk kimliğine ve Türk devletine ziyanlı olabilecek programlarla çocuklarımızı eğitme emellerinin önüne geçmiştir. Günümüz dünyası süratle değişmekte ve dönüşmektedir. Türk milletinin bu değişim ve dönüşüm sürecinde geri kalmaması, tersine bu sürecin öncülerinden biri olması elzemdir. ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak hedeflediğimiz bu yeni devirde, Türk milletinin başkan bir rol üstlenebilmesi lakin ve lakin güçlü bir eğitim sistemi ile mümkündür. Yürekten inanıyoruz ki 21’inci yüzyıl Türk asrı olacaktır. Ve Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir. Bu eğitim sistemi, sırf akademik bilgiyle donatılmış bireyler yetiştirmekle kalmamalı, tıpkı vakitte onları ahlaki ve manevi bedellerle de yoğurmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti, her alanda olduğu üzere eğitimde de ileri gitmek, kendi ulusal bedellerini koruyarak çağın gereklerine uygun bireyler yetiştirmek zorundadır. Geleceğimizi inşa ederken, eğitimi her sürecin merkezine koymalıyız. Türkiye, lakin bu türlü bir eğitim sistemiyle dünyada öncü pozisyona gelebilir ve ‘Türk Asrı’ olarak anılacak yeni devri inşa edebilir. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayarak, her bireyin potansiyelini en üst seviyede gerçekleştirebilmesini hedeflemeliyiz. Bu doğrultuda, eğitimde atılacak her adım, ülkemizi geleceğe taşımak ismine hayati bir değere sahiptir” diye konuştu.
‘GÜZEL VE VERİMLİ SONUÇLAR ELDE EDİLECEĞİNE İNANIYORUZ’
Çalıştayı 4 kurul olarak oluşturduklarını söz eden Geylan, “Milli Kültür, Ulusal Kimlik, Ulusal Sanat ve Türk Dünyasına Yönelik Çalışmalar Komitesi, Eğitim Programları ve İçeriği ile Yükseköğretim Çalışmaları Komitesi, Mesleksel Eğitim, Bilişim ve Kalkınma Maksatlı Geleceğe Dair Eğitim Çalışmaları Komitesi, Öğretmen Yetiştirme, Öğretmen Formasyonu ve Öğretmenin Özlük Hakları Kurulu olmak üzere dört ana tema ekseninde çalışmalarını devam ettirerek eğitim sistemimizdeki temel problemleri ele alıp tahlil teklifleri sunarak geleceğe dair atılması gereken adımları bir ortaya toplayacağız. Fakat bu çalıştayın öncesinde mayıs ayından itibaren Türkiye genelindeki teşkilatlarımız tarafından gerçekleştirilen vilayet çalıştaylarının sonucunda, 50’ye yakın rapor elimize ulaştı. Bu raporlar, eğitim sistemimizin mevcut yapısını değerlendirirken, geleceğin ülkü insanını yetiştirme sürecinde nasıl bir yol izlememiz gerektiğini ortaya koyuyor. Her bir rapor, eğitim sistemimizin her kademesinde karşılaştığımız sıkıntıları ayrıntılandırırken, birebir vakitte bu sıkıntıların tahlili için somut adımlar içeriyor. Eğitimde ortalama akıl yerine ortak akıl yürütüldüğünde çok hoş ve verimli sonuçlar elde edileceğine yürekten inanıyoruz” dedi.
‘KPSS PUANI NE İSE MÜLAKAT PUANI O VERİLSİN’
Çalıştayda öğretmen yetiştirme ve atama sistemine bilhassa değineceklerini vurgulayan Geylan, “Bilindiği üzere öğretmen atamalarında yaşanan adaletsizlikler, sistemin en büyük sorunlarından biridir. KPSS (Kamu Personel Seçme Sınavı) puanına nazaran yapılan sıralamaların mülakatlarda bozulması, öğretmen adayları arasında büyük bir haksızlığa yol açmaktadır. Uzun yıllardan sonra birinci kez bu yıl yeni öğretmen ataması yapmadan yeni eğitim-öğretim yılına başladık. Biz en başından beri şunu söyledik; takdir hakkının kullanıldığı bir mülakat sürecinde birebir, motomot adaletin sağlanması mümkün değildir. Sayın Milli Eğitim Bakanı açıklamıştı; ‘Biz inançlı insanlarız, kul hakkı yenmesine gönlümüz razı gelmez’ demişti. ‘Takdir hakkının kullanıldığı bir süreçte adaletin sağlanması bu işin tabiatına aykırı’ dedik. Mülakat Komitesi üyesinin bilgi birikimi, lisans eğitimi, algı kapasitesi hatta o günkü ruhsal durumu dahil üyenin takdir hakkını etkileyen temel ögelerdir. Ve tez ettik; ‘Bir adayı iki farklı kurul tıpkı adayı mülakata alsın vereceği puan birebir olamaz’ dedik. Mülakata giren bütün adaylara KPSS puanı ne ise mülakat puanı o verilsin ve atama kazanmış arkadaşlarımız sınıfları ile buluşsun. Sayın Bakanımıza çağrıda bulunuyoruz; Danıştay kararını beklemenize gerek yok, bütün adaylara KPSS puanında puan verirsiniz, Danıştay kararı ne olursa olsun ister onasın ister iptal etsin atama sonuçlarını etkilemeyecektir. Bu işin diğer çıkar yolu yoktur” tabirlerini kullandı.
‘ÖĞRETMEN ATAMASI BİR AN EVVEL YAPILMALIDIR’
Geylan, Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ile ilgili şunları söyledi:
“ÖMK ile ilgili Türk Eğitim-Sen ne varsa ortaya koydu. Kanun eksik olarak çıktı. 3 Şubat 2022’de dedik ki; ‘Eksik de olsa içi boş da olsa meslek kanunu ismiyle çıkmış olsa da mesleğe ve meslektaşlarımız ismine bir kazanımdır, artık sıra bu kulvarda yürüyerek bu kanunun içini doldurmaktır’ demiştik. İnşallah 1 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığında tamamlanacak. Türk Eğitim-Sen’in yıllardır lisana getirdiği talepler karşılık bulmaya başladı. En büyük talebimiz, öğretmenlerin meslek planlamasının imtihanla yapılması hususu. Biz buna 2006 yılından beri karşıyız. Bu talebimiz karşılık buldu. Öte yandan; şu an ülkemiz ekonomik manada içinde bulunduğu konjonktüre nazaran tasarruf önlemleri uyguluyor. Tasarrufa evet her manada tasarrufa evet fakat eğitimde tasarruf olmaz. Bir diğer alanda ortaya çıkacak arazları bir fazla çalışır telafi ederiz fakat eğitimdeki yapacağımız tasarrufların ortaya çıkaracağı arazların telafisi jenerasyonlara sirayet ediyor. Hasebiyle eğitimde tasarruf olmaz, eğitimdeki gereksinimlerin kesinlikle giderilmesi lazım. Giderilmesi gereken gereksinimlerin başında da öğretmen açığını gidermektir. Bu vesile ile bir sefer daha hükümete davette bulunuyoruz; en azından fiyatlı öğretmen sayısı kadar kadrolu bir biçimde öğretmen ataması bir an evvel yapılmalıdır.”