Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantı 2 saat 45 dakika sürdü.
Bağlantı Başkanlığı, toplantı sonrası yapılan yazılı açıklamayı paylaştı.
1- PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere ulusal birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve muvaffakiyetle gerçekleştirilen operasyonlar ile son periyotta meydana gelen memleketler arası gelişmeler hakkında heyete bilgi sunulmuştur.
2- 15 Temmuz ihanetinin faili FETÖ ile çabada gelinen evre ve önümüzdeki süreçte atılacak adımlar değerlendirilmiş; Türkiye’ye hasım odakların güdümünde her türlü menfur aksiyona tevessül eden ve mağduriyet kisvesiyle kendisini aklamaya çalışan terör örgütünün büsbütün çökertilmesine yönelik sarsılmaz kararlılık vurgulanmıştır.
3- Terörle gayrette artan çabalarımızın, bölge ülkelerinin samimi iş birliği ile müşterek güvenlik problemlerinin tahliline sağlam bir taban teşkil ederek komşularımız Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve refahına kalıcı katkıda bulunacağına işaret edilmiştir.
4- Sıkıntıların tahlile kavuşturulması sürecinde, Suriye’de tüm tarafları kapsayan gerçek bir toplumsal mutabakata ulaşılmasına yönelik dayanağın sürdürüleceği ve nifak teşebbüsleri ile iki halkın kadim dostluğunu gaye alan kışkırtmalara müsaade edilmeyeceği vurgulanmış; Suriye topraklarının bölücü terörden arındırılmasının, öncelikle Suriye’nin menfaatlerini ve bekasını teminat altına alacağının altı çizilmiştir.
5- Milletlerarası toplumun artan yansısına karşın gerçekleştirdiği katliamlarla hiçbir hukuk kuralı ve insani bedelle münasebeti kalmadığını açıkça ilan eden İsrail idaresi’nin gecikmeksizin durdurulması gerektiği belirtilmiş; aksi halde, evvel mücavir alanlara müteakiben tüm bölgeye yayılacak bir şiddet sarmalının tetiklenebileceği tekrar hatırlatılmıştır.
6- Türkiye’nin memleketler arası antlaşmalar çerçevesinde ve garantör ülke sıfatıyla icra ettiği Kıbrıs Barış Harekatı sayesinde, yarım asırdır Ada’nın tamamında hakim kılınan barış, huzur ve itimat ortamının; harekatın meşruiyetini ve muvaffakiyetini tarih önünde tartışmasız bir biçimde teyit ettiği kaydedilmiştir.
Ulusal davamız olan Kıbrıs sorununun, Kıbrıs Türk halkının hükümran eşitliği ve eşit milletlerarası statüsü temelinde iki devletli tahlil aslına nazaran neticelenmesi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin milletlerarası toplumun eşit bir üyesi olarak tanınması istikametindeki kararlı tavrımızın koruma edileceği vurgulanmıştır.
7- Ege ve Akdeniz’deki problemlerde diyaloğa öncelik veren ve yapan yaklaşımımızın istismarına fırsat verilmeyeceği belirtilmiş; hak, alaka ve menfaatlerimizin müdaafasına yönelik odunsuz uygulamaların sürdürüleceği söz edilmiştir.
8- Ukrayna’daki savaşa ait gelişmeler ve son devirdeki diplomatik eforlar ele alınmış; savaşın daha fazla tırmanmadan ve bölgeye yayılmadan adil ve kalıcı bir barışın tesisine yönelik çok taraflı samimi çabaların artırılmasına gereksinim duyulduğu belirtilmiştir.
9- Somali, Libya, Sudan ve Nijer başta olmak üzere Türkiye ile Afrika ülkeleri ortasında uzun vadeli bir yaklaşımla geliştirilen ilgiler değerlendirilmiş; Türkiye’nin, inanç ve istikrarın tesisi konusunda üzerine düşen sorumluluğun gereklerini yerine getirerek kardeş Afrika halklarının huzur ve refahına katkıda bulunmaya devam edeceği kaydedilmiştir.