657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “yıllık müsaadelerin kullanılışı” başlıklı 103’üncü hususunun birinci fıkrasına nazaran; yıllık müsaadeler, amirin uygun bulacağı vakitlerde, toptan yahut muhtaçlığa nazaran kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın müsaadesi bir ortada verilebilir.
Mülga DPB vermiş olduğu bir görüş yazısında (Tarih: 29.04.2016, Sayı: 2635); yıllık müsaadenin amirin uygun bulacağı vakitlerde verileceği hususu göz önünde bulundurulduğunda, yıllık müsaadesini yarıda keserek vazifeye dönmek isteyen memurun talebinin karşılanmasında da amirin takdir yetkisinin bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Danıştay 5. Dairesi bir kararında (K.1984/569); yıllık müsaadesini kullandığı sırada hizmetine gereksinim duyulan çalışanın misyona çağrılmasında mevzuata terslik olmadığı, bu türlü bir davet üzerine çalışanın vazifeye başlaması gerektiği, vazifeye dönmeme halinin 10 günü aşması halinde memurun çekilmiş sayılacağına hükmetmiştir.
Bu yapılan açıklamalar mucibince, memurlar yıllık izinde bulundukları mühlet içinde kurumları tarafından hizmetlerine muhtaçlık duyulması halinde müsaadenin kesilerek misyona dönülmesi mümkündür. Bunun için yıllık izinde iken memura ulaşılabilmesi gerekir. Uygulamada yıllık müsaade formlarında memura ulaşılabilecek telefon numarası talep edilmektedir.
Aynı halde memur yıllık müsaadesini keserek misyona dönmesini kurumundan talep edebilir.
Her iki biçimde memurun yıllık müsaadeden çağrılması yahut yıllık müsaadesini bitirmeden vazifeye başlayabilmesi kurumların gereksinimi ve takdirine bağlıdır. Elbette bu takdir hakkı, kamu faydası ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılmalıdır. Takdir yetkisi, hukuka karşıt kullanılmamalı ve mağduriyet oluşturmamalıdır (Danıştay 16. Daire, K.2016/3687). Öteki bir tabir ile yıllık müsaadesini kullanmakta olan memur, hizmetine gereksinim duyulması halinde müsaade vermeye yetkili amirler yahut üst amirlerce vazifeye çağrılabilir. Bu çağırma, bir münasebete dayanmalı keyfi olmamalıdır.