Atalay, konfederasyon genel merkezinde, çalışma hayatındaki sıkıntıları lisana getirmek hedefiyle tüm çalışanların ve emeklilerin iştirakiyle Ankara’da 20 Ekim’de düzenleyecekleri “Emek Buluşması Mitingi” için basın toplantısı düzenledi.
Emeklilerin, taban ücretlilerin, taşeron çalışanlarının ve üyelerinin de ortalarında olduğu emek bileşenlerinin tamamını mitinge davet ettiklerini belirten Atalay, Ankara’ya miting için farklı vilayetlerden 2 bin otobüsün geleceğini bildirdi.
Mitingde emekli, taşeron emekçisi, minimum fiyatlı çalışanın ve üye bir çalışanın hitap edeceğini anlatan Atalay, “Çalışanların içinde bulunduğu şartları ve yaşadıkları badireleri anlatacak. Sloganımız ‘zordayız, geçinemiyoruz’ olacak. Örgütlenmeden, işten atılmadan, kamu emekçilerinin fiyat dengesizliğinden, emeklilik bağlanma oranı, kayıt dışılılık, teminatsız çalışma, iş kazalarına kadar çok meselemiz var. Bizim sendika oalrak misyonumuz bunu kamuoyuna anlatmaktır. Ülkeyi yönetenlerin bunlarla ilgili müspet bir tahlil bulmasını sağlamak. Bugüne kadar bize bununla ilgili müspet bir dönüş olmadı.” diye konuştu.
Emekçilerin yaşadıkları sorun çözülene kadar panel, miting, seminer, hareket, grev üzere çeşitli etkinliklerle ülke gündemine sorunlarını taşımaya devam edeceklerini kaydeden Atalay, son 14 ay müddetince dayanma güçlerinin kalmadığına dikkati çekti.
Kamuda çalışan çalışanların farklı farklı fiyatlar almasıyla iş barışının bozulduğunu savunan Atalay, minimum fiyata ait açıklamalarda da bulundu.
Atalay, şunları söyledi:
“Önümüzdeki günlerde minimum fiyat görüşmeleri başlayacak. Taban fiyatlı önümüzdeki yıl 1 ya da 15 Şubat’ta fiyatını alacak. Burada 4 ay var. O yüzden 4 ay önce minimum fiyatı konuşmaya başladığınız vakit mesken sahibi de markette artırım yapmaya devam ediyor. Taban fiyat tespit komitesinde geçmiş devirde olduğu üzere bu periyot de taban fiyatlı çalışanlar olacak. Biz orada olmayacağız.”
– “Biz burada emekçi kendini göstersin istiyoruz”
TÜRK-İŞ’in miting yapmaya sayısının kâfi olduğuna işaret eden Atalay, lakin mitinge katılacaklara kapılarının açık olduğunu söyledi.
– “Bununla ilgili müspet bir dönüş olmadı”
– “Bu işi enflasyona bağlayamazsınız”
2024 ila 2025 yıllarında emekli olacak personeller ortasında yüzde 30’luk maaş farkının meydana geleceği ve Orta Vadeli Program’da yer alan “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi”nin de kıdem tazminatına alternatif olacağı tarafındaki argümanlarının kamuoyunda değerlendirildiği hatırlatılan Atalay, kıdem tazminatının kuş kadar kaldığını tabir ederek, kıdem tazminatına alternatif kabul etmelerinin kelam konusu olmadığını vurguladı.
Atalay, şunları kaydetti:
“Bu sistem iki aydır devam ediyor. Kamu çalışanı, 2025 Ocak 14’te emekli olursa yüzde 35 fazla alıyor. 2025 Ocak 15’te emekli olursa yüzde 35 az alıyor. Özel dalda sene sonu için bu o denli büyük bir sayı ki bununla ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı A’dan Z’ye her şeyi biliyor. Bununla ilgili 20 gün evvel hoş bir kitap yaptık. Kitap da TBMM’de kümesi bulunan bütün partilere ve sivil toplum kuruluşlarına dağıtıldı. Bu emeklilik nasıl bağlanıyor, ne kaybınız var, ne vakit düzelecek diye hepsi kitabın içinde var.
Yılbaşına daha 2,5 ay vaktimiz var. Bu kanun değişmezse kaybımız var ancak kanun değişiyorsa bir sorun yok. Yani bizim talebimiz isteğimiz da bunun sürdürülemez olduğu tarafındadır. Bunu devlet de sıkıntı karşılar. Bunun kıdem tazminatları var. Yani azımsanmayacak biçimde talep var. En az 5 bin ile 12 bin lira ortasında bir para farkı var. Beşerler o parayı niçin bıraksınlar? Bu işi enflasyona bağlayamazsınız. Enflasyonu denk getireceğim diye ülkeyi uçuruma götürmenin bir manası yok.”