Tunç, İstanbul Gedik Üniversitesinin 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, Türkiye Yüzyılı’nın gençlerin omuzunda yükseleceğini söyledi.
Ülkenin son 22 yılda her alanda olduğu üzere adalette de çok değerli uzaklıklar aldığını belirten Tunç, fiziki kalkınma manasında da Türkiye’nin dört bir köşesinin büyük yatırımlara sahne olduğunu kaydetti.
Temel kanunların tamamını yenilediklerini aktaran Tunç, şunları kaydetti:
“O süreç içerisinde yenilediğimiz 80 yıllık, artık toplumun muhtaçlığına karşılık vermeyen ceza kanunları, borçlar kanunları, ticaret kanunları, özel hukuk ve ceza mevzuatı tamamı yenilendi. Ancak süreç içerisinde geçtiğimiz 20 yılda da tekrar yenileme gereksinimi doğan durumlar oldu. Zira toplum gelişiyor, toplumun gereksinimleri değişiyor, teknoloji gelişiyor, bilişim sistemleri ve tüm bunlar yeni hata tiplerinin de ortaya çıkmasına neden oluyor. Buna paralel süratli bir biçimde mevzuatımızı da toplum gereksinimlerine, gelişen duruma uyarlamak durumunda kalıyoruz. O nedenle de planlı bir gayret içerisinde, yargı ıslahatı, strateji evrakları kapsamında da daima bir yenileme içerisindeyiz.”
Toplumun muhtaçlığına karşılık getirmenin çabası içerisinde olduklarına dikkati çeken Tunç, “Şimdi dördüncüsünü, evvelki reformlardan şimdi hayata geçmeyen kısımlar ve yeni gereksinimlere nazaran, yeni ıslahatları da Yargı Islahatı Strateji Evrakımızla 2024 ile 2028 yıllarını, önümüzdeki 4 yıllık bir planı, yargı alanında neler yapacağımızı kısa, orta ve uzun vadeli maksatlar formunda önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaşacak.” sözlerini kullandı.
Tunç, bunun için bütün kısımların, yargı mensuplarının, vatandaşların, hukuk fakültelerinin, akademisyenlerin, baroların görüşlerinin alındığının altını çizerek, 1,5 yıllık çalışma sonucunda şu anda son istişarelerini gerçekleştirdiklerini bildirdi.
– “Yargı hizmetlerinden memnuniyeti en üst noktaya taşımanın çabasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz”
Toplumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik bilişim ve internet, toplumsal medya aracılığıyla işlenen cürümlerin artış gösterdiğini gördüklerini tabir eden Tunç, bilhassa toplumu cürümden müdafaanın adaletin en başlı vazifesi olduğunu söyledi.
Bakan Tunç, ceza adalet sisteminin “soruşturma”, “dava aşaması” ve “infaz” olmak üzere üç evresi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Yargının aktifliğini sağlayacak, cürüm işlenmesini en aza indirecek, işleyene de hak ettiği cezai yaptırımı uygulayacak sistemi, bugüne kadar yaptığımız çalışmalara ilaveten yeni gelişen durumlar sonrasında da yeni düzenlemelerle hayata geçireceğiz. Kontrollü hürlük uygulamaları, şartlı salıverme uygulamalarıyla ilgili ve birtakım kabahat tiplerinin artmış olması ve bu artış sebeplerinin gerek mevzuatımızdan kaynaklanan sebepleri gerek öteki sebepleri, bunların hepsi. Şu anda, bizim bilhassa önümüzdeki birkaç gün içerisinde Cumhurbaşkanımız tarafından açıklandıktan sonra Meclis’imize yasal düzenlemeler olarak getireceğimiz bahisler var. Süratli bir biçimde kanunlaştırarak tekrar uygulamada yargının gecikmeden tecelli edebilmesi, hukukun üstünlüğüne dayanan, gecikmeyen, öngörülebilir bir adalet sisteminin tesisi ve vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden memnuniyeti en üst noktaya taşımanın çabasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
– “Darbeciler yargılanamaz’ diye bir karar vardı”
Yeni anayasa amacından vazgeçmediklerini anlatan Tunç, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, Türkiye Yüzyılı’nın başında artık darbe anayasasıyla yolumuza devam etmek bizim için aslında bir yüz karası. Darbecilerin yazdırdığı bir anayasayla demokratik hukuk devletinin yönetilmesi gerçek bir şey değildir.” dedi.
Bu nedenle anayasada bugüne kadar çok sayıda ıslahat gerçekleştirdiklerini aktaran Tunç, Yüksek Askeri Şuranın, Ulusal Güvenlik Konseyinin, Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkemesinin yapısı üzere birçok yapısal dönüşümleri hayata geçirdiklerini kaydetti.
Bakan Tunç, “Yine anayasamızda ‘sıkıyönetim ilan edilebilir.’ hususu vardı, darbecilerin yazdığı anayasa. Bunu kaldırdık, değiştirdik. ‘Darbeciler yargılanamaz.’ diye bir karar vardı. Milletimizin onayıyla, onların takviyesiyle bunların hepsi değişti fakat tüm bu değişiklikler anayasadaki vesayetçi ruhu büsbütün ortadan kaldırdı mı? Bunu söylemek mümkün değil.” diye konuştu.
– “Millet ve devlet ortasındaki bir toplum mukavelesini yapmak durumundayız”
Tunç, anayasada husus sayısından fazla değişikliğin olmasının onlar ortasındaki yeknesaklığı da bozduğunu dile getirdi.
Adalet Bakanı Tunç, “Darbecilerin oluşturduğu, vesayetçi anlayışın oluşturduğu bir kurgu var. Sonraki değişiklikler, o kurguyu bozmaya yönelik değişiklikler, o vesayetçi ruhu ortadan kaldırmaya yönelik yapılan değişiklikler, anayasanın farklı hususlarında farklı çelişkilere de yol açtı.” sözlerini kullandı.
Bunun yüksek yargı kurumları, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ortasında unsurların farklı yorumlanmasına da yol açtığına değinen Tunç, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Dolayısıyla tüm bunları ortadan kaldırmanın yolu yeni, demokratik, sivil, iştirakçi, temel hak ve özgürlükleri öne alan, devletin vazifelerini net bir formda belirleyen millet ve devlet ortasındaki bir toplum kontratını yapmak durumundayız, Türkiye’ye bu yakışır. 28. Devir Parlamentosu’nda uzlaşmaya yanaşanlar millet tarafından takdir toplar ancak uzlaşmaz bir tavır içerisinde olanlarsa tekrar millet tarafından eleştirilir. Temennimiz milletimize olan bu borcu ‘Türkiye Yüzyılı’ inşaat sürecinin başında gerçekleştirelim, ülkemizi yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşturmak için çalışalım. Zira kalkınmanın temeli demokrasi, adalet, eğitim, bunlar çok değerli. İnşallah bunları da önümüzdeki süreçte gerçekleştirmenin uğraşı içerisinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
– “Doğru haber çok yayılmıyor”
Bakan Tunç, bu çağın kolay bir çağı olmadığını, toplumsal medya, internet, bilişim çağında gençleri müdafaanın ehemmiyet kazandığını lisana getirdi.
Sosyal medyada her görülen şeyin “hemen bu doğrudur” diye paylaşılmaması gerektiğine dikkati çeken Tunç, “Dün, Mudanya Üniversitesinin akademik yıl açılışındaydım. Öğrenci kardeşlerimizle de sohbet ettik açılış sonrası. Natürel toplumsal medyada gördüğü bir şeyle, ‘Sayın Bakanım, bakın bu kadar cürüm işleyen birisi Bursa’da hala hür.’ diyor. Çabucak sorduk. Başsavcımızdan bilgi aldık, tutuklu. Hasebiyle o paylaşım daima çoğalıyor, milyonlara ulaşıyor. Lakin gerçek haber çok yayılmıyor. O nedenle araştırma yaparken, toplumsal medyayı kullanırken doğruluğunu teyit etmeden, bilhassa yanlışsız bilgi alabileceğiniz, teyit edebileceğiniz sayfaları denetim etmeden paylaşmamanızı öneriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Törene, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı İsmail İlhan Hatipoğlu, eski Bulgaristan İnovasyon ve Büyüme Bakanı Milena Stoycheva, İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kesik, birebir üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanı Hülya Gedik ile birtakım akademisyenler ve öğrenciler katıldı.