TBMM İçişleri Komitesi Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, 26 Temmuz Cuma günü TBMM Başkanlığı’na dilekçeyle başvurarak yasama dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.
Soylu, dilekçesinde, 40 yıldır siyasette yer aldığını ve bu müddet içerisinde farklı misyonlarda bulunduğunu belirtti.
Üstlendiği vazifelerin her birinde millete hizmet etme, hesap verme ve açık olma sorumluluğunda olduğunu kaydeden Soylu, siyaset kurumunun ve siyaset yapanların, devir dönem çeşitli argümanlar ve ithamlarla karşılaştığına işaret etti.
Soylu, “Halihazırda üyesi olmaktan onur duyduğum Gazi Meclis’imizin çatısı altında da milletimizi temsil ve hizmet ifasıyla, milletvekilliği vazifemi yaparken, hükümetlerimizi, İçişleri Bakanı olarak görev yaptığımız devri, şahsımı ve birlikte vazife yaptığımız arkadaşlarımızı maksat alan ve devletimizin prestijini ayaklar altına almak isteyen dahili ve harici menşeli çok sayıda mesnetsiz, büsbütün iftiraya dayalı, manipülatif ve birçok misal mahfillerden üretilen organize ve sistematik karalamalarla karşı karşıya kalmış bulunmaktayız.” değerlendirmesinde bulundu.
FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsü sonrasında vazife yaptığı inanılmaz devirde demokrasiyi, devletin bekasını, ulusal iradeyi ve hukuku akamete uğratmak isteyen terör örgütlerine, cürüm yapılarına karşı her türlü riski alarak yürütülen cansiparane çabanın hak ve hukukunu gözetmenin boynunun borcu olduğunu belirten Soylu, dilekçesinde, karalama ve iftira kampanyalarında cürüm yapıları ile fikir paydaşlığı ve işbirliği içerisinde olanların yıkıcılığına bigane kalmamayı, “her anı sadakat, kararlılık ve fedakarlıkla dokunmuş çabanın rövanşını almak isteyenlere karşı vazgeçilmez sorumluluk” olarak nitelendirdi.
“İTİBARSIZLAŞTIRMA KAMPANYASI”
Karalamaları ve iftiralarıyla milletin gözünde kuşku, istifham ve soru işareti oluşturmayı amaçlayan şer odaklarıyla hukuk yerinde uğraş etmenin mecburî hal aldığını tabir eden Soylu, dilekçesine şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından İçişleri Bakanlığı görevine getirildiğimiz günden misyon süremizin sonuna kadar tüm birimlerimizle milletimizin huzuru, refahı, en üst seviyede kamu nizamının, güvenliğinin ve iyiliğinin sağlanması ve başta terörle, kaçak göçle, afetlerle, uyuşturucuyla ve organize kabahat örgütleriyle, hiçbir biçimde ayrım yapmaksızın, tüm kabahat şebekeleri ile kesintisiz ve odunsuz çaba edilmesine yönelik kararlılığımıza milletimiz de şahit olmuştur. Fakat, sonrasında bu çabayı baltalamak, itibarsızlaştırmak ve bundan sonra da bu gayrete kendini adayacak herkesi yıldırmak niyetiyle, daha evvel benzerine az rastlanan, organize ve sistematik bir formda kamuoyunun dezenforme edilmesine yönelik her türlü yazılı, görsel, toplumsal medya ve tüm mecralarda büsbütün palavra, iftira ve nitelikli karalama içerikli yayınlar ile bir itibarsızlaştırma kampanyasıyla karşı karşıya kaldık.”
İçişleri Bakanlığı görevinden ayrıldığı 3 Haziran 2023’ten itibaren geçen bir yıl içerisinde aleyhinde, palavra, hakaret, karalama ve iftira içerikli 11 bin 500 televizyon haberi, 1454 gazete haberi ve 628 köşe yazısı ile makale, 218 bin internet ve toplumsal medya haberi yapıldığını aktaran Soylu, “Hakkımda vazife dönemimize ilişkin TBMM’de rastgele bir hususta fezleke süreci bulunmamasına karşın, CHP Genel Liderleri ve sözcüleri, türlü tarihlerde sarf ettikleri mesnetsiz karalamalar ve iftiralarla dokunulmazlık zırhına sığınarak korunduğumu tekraren söz edip, bu halde kamuoyunu bilerek yanlış yönlendirmişlerdir. Tekrar CHP Genel Liderleri ve sözcüleri, ülkemizin ayrılamaz bütünlüğünü yıllardır tehdit eden PKK terör örgütü ve onun siyasi birliktelik ve uzlaşı yürüttüğü Meclis’teki temsilcilerine, FETÖ ve DHKP-C’ye karşı yapmadıklarını, yapamadıklarını, söylemediklerini ve söyleyemediklerini, üstelik de onlarla birlikte, vazife yaptığımız periyoda ve şahsıma karşı, milletimizin gözü önünde eş vakitli bir kampanya yürütmektedirler.” sözlerini kullandı.
İnsani ve vicdani kıymetlerden mahrum kampanya ve akınların hukuken izah edilecek tarafının bulunmadığını belirten Soylu, şunları kaydetti:
“Elbette ki demokrasiye ve hukuka olan bağlılığım, devletime olan sadakatim, milletimize karşı sorumluluğum ve Gazi Meclis’imizin iradesine olan hürmetim; yaptığımız misyonların ve verdiğimiz gayretlerin her bir anının doğruluğuna olan inancım gereği tüm bu karalama, iftira ve itibarsızlaştırma kampanyası karşısında, işbu yasama dokunulmazlığımın kaldırılması müracaatında bulunulması mecburiliği hasıl olmuştur. Vazifede bulunduğum devirlerle ilgili hakkımda yürütülen karalama, iftira ve itibarsızlaştırma kampanyaları karşısında, hakkaniyetin ve gerçeklerin tecellisi için Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve TBMM İçtüzüğünün ilgili unsurları çerçevesinde, yasama dokunulmazlığımın kaldırılmasının gereğini arz ederim.”