İletişim Başkanlığı, Kıbrıs probleminin geçmişine ışık tutmak hedefiyle “Suç Kimde? Bugün Geçmişten Başka Düşünülemez” isimli kitap yayımladı.
Kitabın takdim yazısını kaleme alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs sıkıntısını, “uluslararası alakalar alanının tahminen de en uzun mühlet müzakere edilen ve tahlile kavuşmayan karmaşık bir fenomen” formunda nitelendirdi.
Erdoğan, “Tarih boyunca çeşitli etnik ve siyasi gerginlikler, jeopolitik çıkarlar ve milletlerarası müdahalelerle şekillenen tarihî geri planın belgelendirilerek anlatılması ve Ada’nın sosyolojik dokusunun anlaşılması, tahlile sunulacak katkının olmazsa olmazıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren Kıbrıs Adası’nda yaşanan etnik ve siyasi gerginliklerin bugüne kadar uzanan sorunun temelini oluşturduğunu anımsatan Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca maruz kaldığı haksızlıklar ve atakların, bugünkü meselelerin anlaşılması için kritik bir perspektif sunduğuna dikkati çekti.
Ada’da yaşayan Türk ve Rum toplumları ortasında 1960’lı yıllarda başlayan ve 1963’te ağırlaşarak Türk toplumunu maksat alan akınların, Türk toplumunun güvenliğini tehlikeye attığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Elbette Ada’daki Türk varlığının yok edilmesine yönelik faaliyetler, Ada’nın stratejik pozisyonu ve Ada üzerinde hakimiyet kurma gayretleriyle yakından bağlıdır ve bunlardan bağımsız düşünülemez. Ada’daki Türk toplumuna yönelik katliamlar, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması Enosis maksadıyla birlikte, Kıbrıs’taki Türk toplumunun varlığını tehdit eden bir öge haline gelmiştir. Bu periyotta, Kıbrıs Türk halkı, kendi güvenliği ve varlığını müdafaa çabası vermiştir.
Etnik bir paklık planı çerçevesinde Rum taarruzları ve Enosis gayesi, Kıbrıs Türk toplumunun varlığını tehdit ederek Türkiye’nin 1974’teki müdahalesini zarurî kılmıştır. Türkiye, garantörlük hakkını kullanarak, bütün siyasi ve diplomatik yolları denedikten sonra Kıbrıs Türk halkını korumak ve Ada’da barışı sağlamak maksadıyla 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirmiştir. Bu bağlamda, Kıbrıs sorununu, 20 Temmuz 1974 tarihinde başlamış kabul etmek, bu tarihten çok evvel başlayan sıkıntıları, bilhassa 1963-1974 ortası yaşanan etnik ve siyasi gayretleri, Kıbrıs Türklerine yapılan zulümleri yok saymak manasına gelecektir. Bu durum da gerçeklik bağlamından kopartılmış bir probleme, gerçek ve adil tahliller bulmayı zorlaştıracaktır.”
“Kıbrıs Türklerinin yok sayılmasını haklı gösterecek hiçbir BM Güvenlik Kurulu kararı bulunmuyor”
Kıbrıs sıkıntısının, yalnızca 1974 olaylarına indirgenerek Ada’nın kadim ve asli ögesi olan Kıbrıs Türklerinin dünyadan koparılmasını ve yok sayılmasını haklı gösterecek hiçbir Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu kararı bulunmadığına işaret eden Erdoğan, “Hukuku temeli bulunmayan ve büsbütün siyasi olan kısıtlamaların kaldırılması, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak dileğimizdir. Bu minvalde sürdürülebilir bir barış ikliminde Ada gerçeklerine dayanarak eşit iki devletin yan yana ve birlikte yaşaması idealimi yinelemek istiyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi gerçeklerin bir sefer daha milletlerarası kamuoyuna sunulmasına katkı sağlayan, Türkiye ve KKTC’nin dezenformasyonla gayretinde pahalı bir kaynak niteliği taşıyan kitaba emeği geçenlere şükranlarını tabir ederek, 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılında tüm şehitleri, gazileri ve kahramanları yad etti.
Barış Harekatı’na giden yolu evrak ve fotoğraflarla resmeden arşiv eser özelliği taşıyor
Kıbrıs sorununun unutturulmak istenen geçmişine ışık tutmak gayesiyle birinci baskısı, 1974 yılında Basın-Yayın Genel Müdürlüğü tarafından Fransızca yayımlanan arşiv niteliğindeki kitap, Bağlantı Başkanlığı tarafından aslına bağlı kalınarak Türkçe ve İngilizce olarak tekrar hazırlandı.
Kitap, Kıbrıs sorununun yalnızca 1974 olaylarına indirgenmeye çalışılması ve Ada’nın kadim ve asli ögesi olan Kıbrıs Türklerine yaşatılan zulmün ve derin acıların yok sayılmasına karşı, doküman ve fotoğraflarla hakikati ortaya koyarak tarihe kayıt düşüyor.
Kıbrıs Barış Harekatı öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmeleri ayrıntılı bir halde ele alan kitap, Ada’da her vakit adil ve eşitlikçi bir tahlilden yana olan Türkiye’yi sıkıntının sebebi olarak gösteren Kıbrıs Rum tarafı propagandasının ardındaki gerçeklere, Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına dünyanın farklı medya organlarında yayımlanan haber ve yazılara, periyoda şahitlik eden fotoğraflara yer veriyor.
1960’lı yıllardan günümüze kadar uzanan Kıbrıs Adası’nda yaşanan etnik ve siyasi gerginliklere dokümanlarla ışık tutan ve bugünkü sıkıntıların anlaşılması için geçmişin tanıklığına başvurmayı öneren kitap, Kıbrıs sıkıntısının 20 Temmuz 1974 tarihinde başlamış olduğunu sav eden siyasi telaffuzun gerisindeki tarihi gerçekleri deşifre ediyor.
Kıbrıs sorunu bağlamında Kıbrıs Türkleri ve Türkiye aleyhine gerçeklik bağlamından kopartılmış siyasi palavralar ve dezenformasyonla çabayı amaçlayan kitap, Türkiye’nin Ada’ya garantörlük haklarından kaynaklanan askeri müdahalesinin haklı münasebetlerini ve adım adım Barış Harekatı’na giden yolu doküman ve fotoğraflarla resmeden bir arşiv eser özelliği taşıyor.