İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıkların tamamı salonda yer alırken tutuksuz sanıkların bir kısmı salonda hazır bulundu; kimileri ise SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Ayrıyeten duruşmaya, KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, KKTC İzmir Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, taraf avukatları ile aileler katıldı. Duruşmada, savcılık makamını İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Necati Kayaközü, temsil etti. İkinci oturuma AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, AK Parti İzmir Vilayet Lideri Bilal Saygılı ve MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin de katılarak celseyi izledi.
Tutuklu sanıkların savunmalarının alındığı celse tam 11 saat sürerken, dava mahkeme başkanı tarafından yarına ertelendi.
Tutuklu sanıkların ifadeleri
Mahkeme başkanı, iddianameyi ve suçlamayı söyledikten sonra sanıklara kelam verdi. Birinci kelam verilen tutuklu sanık olan sorumlu şirketin teknik şef olarak çalışan Ahmet Orhan Dertsiz, “Olay yerinde 2015 yılında yürütülen çalışmadan haberim yok. 9 Ocak’taki çalışmalardan haberim yoktu, benim birimime ihbarlar gelmez. Arıza tamiratta hiç bulunmadım. Yetki ve sorumluluk alanım farklı. Saha takımları bana bağlı değil” diye savunma yaptı.
Tutuklu sanıklardan sorumlu şirketin Arıza Tamirat Müdürü Ali Külak da savunmasında “Yaşanan acı olaydan ötürü çok üzgünüm. Hayatını kaybedenlere başsağlığı diliyorum. Bir acı öteki acıyla törpülenmez. İddianameyi okuyunca çok şaşırdım. 9 yıldır problemsiz işleyen bir tesisin inşaasından suçlanıyorum. Sorun dış etkenlerdir. Kablo derinliği olması gerektiği üzeredir. Ben yönetim kısmındayım. Ben sorumluluğumun olmadığını düşündüğüm şeyler nedeniyle tutukluyum. Suçlamayı kabul etmiyorum” açıklamasında bulundu.
Tutuklu sanık, İZSU’nun ihalesini alan özel bir firma sahibi Arif Kapuş, “Ben alanda yer almadım. Uzman bir grup kurdum. Teknik şartnameye nazaran uygun gereç kullandık. Uzman raporuna nazaran uygun gereç kullanmadığım gerekçesiyle buradayım. Nasıl tespit edilmiş, müşahedeyle. Ben uygun malzemeyi laboratuvarda test ettirdim. Bilir kişi raporu sayesinde buradayız. Rapora itiraz ediyorum. Sorumluluğumun olmadığı mevzulardan buradayım. Tahliye ve beraat talep ediyorum” dedi.
İZSU Daire Başkanı sorumlu şirketi suçladı
İZSU’da Kanalizasyon Daire Başkanı tutuklu sanık Barış Koç, “3 şube müdürü 450 personelle İzmir genelinde hizmet veriyoruz. 2 vatandaşım ömrünü yitirdiği vahim olay sonrası çabucak uzman raporu hazırlandı. Elektrik kablolarının yüksekliği konusunda da kamuoyunda yanlış bir algı var. 21 Aralık 2023 tarihinde bir esnaf, yol üzerinde açık bir kablo olduğunu sorumlu şirkete bildiriyor. 9 Ocak 2024 tarihinde bir vatandaş, yerden dumanlar çıktığını ihbar ediyor. Sorumlu şirket müdahale ediyor. 1 hafta sonra birebir yerden duman çıkıyor. Bu süreçte kimse İZSU’yu arayıp ihbarda bulunmamıştır. Kronik bir sorun. Bölgedeki esnaf, sorunu en yeterli bilendir. Sorumlu şirket burada süreksiz yahut hiçbir süreç yapmamıştır. Biz 4 Ocak’ta oraya mazgalı koymasaydık yeniden de bu yaşanabilirdi. Tahliye ve tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum” dedi.
Duruşmaya verilen ortanın akabinde tutuklu sanıkların savunmaları devam etti. Sanıklardan Barış Sevgili, mazgal ihalesini alan firmada personel olduğunu belirterek, “Talimatlar doğrultusunda hareket etti. Uygulama esnasında alanda çalıştım. Kabloyu oynatmadık. Askıda sabit tuttuk. Kablolara ziyan vermedim. Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
İZSU’nun ihaleyi verdiği taşeron firmada mühendis olan tutuklu sanık Doğan Kılıç, “Çalıştığım firma, İZSU ihalesi almıştır. Şantiye şefi olarak vazife yaptı. Bize yer gösterilir. Bizde çalışırız. Uzman raporu kusurludur. Hiçbir ziyan vermedik. Kabloya ziyan verdiğimiz söyleniyor. 3-4 Ocak çalışma imgelerimiz mevcut. Ziyan vermediğimiz görülebilir. Aslında ziyan verseydik bizim arkadaşlarımızı elektrik çarpacaktı. Bizden sonra İZSU ve sorumlu firma, çalışma yapmış orada. Neden yalnızca bizim ziyan verdiğimiz söyleniyor? Bizim oraya attığımız beton 9 Ocak’ta sorumlu firma çalışmaları sırasında kırılmıştır. Kablolar o nedenle ortaya sıkışmıştır. Kaldı ki yanlışımız olsa İZSU işimizi onaylamaz. Eksper raporu kusurludur. Yeni bir eksper raporu alınmasını talep ediyorum” savunmasında bulundu.
Sorumlu firmada arıza tamir grubunda emekçi olarak çalışan tutuklu sanık Fırat Akbay, “9 Ocak’ta esnaf durdurdu. Mesaim bitmesine karşın arıza kaydı açıp çalışmaya başladık. Enerjiyi kesip müdahale ettik. Çalışmayı tamamladık. Kapadık” dedi. Akbay’ın vekili müvekkilinin olaya neden olan patlak kabloda değil, arızalı diğer bir kabloyu onardığı ve sorumluluğu bulunmadığını söyledi.
Sorumlu firmada arıza tamiratın bölge yöneticisi olarak çalışan Mehmet Fatih Tosun, alanda uzman grupları çalıştığını “Olaya mevzu olan yerdeki arıza ve tamir çalışmalardan bilgim yoktur. Ayrıntıları, gözaltında öğrendim. 7/24 süren bir tertipte yapılan çalışmaları ve riskleri bilmem mümkün değildir. İddianamedeki suçlamaları kabul etmiyorum. Sorumluluğum olduğunu kabul etmiyorum” kelamlarına yer verdi.
Bir sanık avukatı, Mehmet Fatih Tosun’a, bir TV kanalına verdiği röportajda İZSU’nun 4 Ocak 2024’te bölgede yaptığı çalışmalarda kablolara ziyan verdiğine ait sözlerini sordu. Tosun, “4 Ocak’ta İZSU’nun orada çalışma yaptıktan sonra kablonun mazgala sıkıştığını uzman raporunda gördük. Röportajda gösterdiğim kablo o kablo. O kablo benim elime nasıl geçti? Eksperle alandayken o kabloyu alıp almayacaklarını sordum. Almayacaklarını söylediler. Ben de grup arkadaşlarıma ileride ispat olabileceği kanısıyla almalarını söyledim” dedi. Bunun üzerine soruyu soran avukat, davaya müdahil olan İzmir Barosuna davet yapıp, “delillerin karartılması” noktasında süreç başlatılmasını, ayrıyeten kablonun getirilip yeni bir uzman tarafından incelenmesini istiyorum” dedi.
Tutuklu sanıklardan İZSU çalışanlarından Mehmet Zeki Aytulun, “Suçlamayı kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
Sorumlu firmada arıza tamirat mühendisi tutuklu sanık Mert Ceylan, idari işlerde misyon yaptığına dikkat çekerek, “Sahada çözülemeyen bir durum olduğunda teknik şeflere bildirirler. Şayet tahlil üretemezse bana iletebilir. 2 aylık iş deneme süremde bana çözülemeyen bir ihbar iletilmemiştir. 10 aylık süreçte burada rastgele bir arıza olmamıştır. Yalnızca 9 Ocaktaki çalışma vardır. Çok sık ihbar gelirse biz arıza tamiratla çözülemeyecek bir şey olduğunu ve kabloların yenilenmesi gerektiğini belirtiriz. 7/24 çalışan sistemde bütün saha çalışmalarını denetim etmem imkansızdır” tabirlerine yer verdi.
Sorumlu firmada arıza tamirat ünitesinde personel tutuklu sanık Mesut Türkan, “Biz bir arıza ve kaçak olduğunu gördük. Enerjiyi kestik, kaçağın gittiğini gördük. kablo arızamızı giderdik. Daha sonra bir kaçak yoktu. Bizim onardığımız diğer bir kablodur. Mevte sebep olan diğer bir kablodur. Bizim onardığımız kablo 20 santimetrede değil, daha aşağıdadır. Alttaki betonu biz kırmadık. Biz yalnızca köşedeki betonu kırdık. Onun da kazayla ilgisi yoktur” diye konuştu.
İZSU Kanalizasyon Daire Başkanlığında şube müdürü tutuklu sanık Ömer Karabilgin, “Yaptığım araştırmalar sonucunda burada 4 Ocak tarihinde bir imalat yapıldığı bilgisi var. Daha sonra sorumlu firma tarafından bir süreç görünmektedir. 14 Temmuz’da gözaltına alındım. Sonrasından itibaren mağdur durumdayım. Beraatımı talep ediyorum” dedi.
Sorumlu firmanın arıza ünitesi çalışanlarından tutuklu sanık Yavuz Üner, “Günlük gelen mailleri yanıtlarım. Gelen arıza taleplerini incelerim. Grup arıza kayıtlarını bize bildirir. Biz 08.00’de işbaşı yaparız. 07.00’da gelen arkadaşlar arıza taleplerini iletirler. Biz de taleplerin yönlendirmesini yaparız. Bizim davet merkezine gelen günlük arızalarımız var. Olay yerinin olduğu yerden daima değil, 2019 ve 9 Ocak tarihinde ihbar geldi” dedi.
Tutuklu sanıkların savunmalarının alındığı duruşma tam 11 saat sürerken, mahkeme başkanı ara verip davayı sonraki güne erteledi.