Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı ile belirlenen Bilgi Edinme Kıymetlendirme Konseyi’nin (BEDK) 9 yeni üyesinin oylarıyla yeniden kurul başkanı seçilen Hasan Tahsin Fendoğlu, heyetin çalışmalarına ait açıklamalarda bulundu.
Konseyin 20 yaşında olduğunu belirten Fendoğlu, temel olarak ikinci itirazları inceleme vazifesini yürüttüklerini, rastgele kamu kurumunda istediği yanıtı alamayanların başvurduğu bir kurum olduklarını söyledi.
“Bir ayda yaklaşık 140 belgeyi karara bağlıyoruz”
Fendoğlu, kişinin rastgele bir kamu kurumuna yaptığı müracaatın akabinde istediği sonucu alamadığında, kararın çıktığı günden 15 gün içerisinde kesinlikle BEDK’ya itiraz müracaatında bulunması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
“Vatandaşlarımız bize e-Devlet üzerinden başvurabilir, mektup gönderebilir yahut buraya şahsen gelerek müracaatta bulunabilir. Yapılan müracaat üzerine 30 iş günü içerisinde karar veriyoruz. Kararlarımız yargıya doğal. 4982 sayılı kanunumuzun birinci unsuru konseyimizin demokrasi ve şeffaflık kurulu olduğunu söylüyor. ‘Bürokrasi devlet sırrıdır, ticari sırdır. Ben evrak veremem, bilgi veremem’ üzere itirazlar olduğu vakit buraya başvurarak buna itiraz etme imkanları var. Bir ayda yaklaşık 140 belgeyi karara bağlıyoruz. 2020 yılından bugüne 9 binin üzerinde karar verdik. Kararlarımızın emsal nitelikte olanları web sitemizde mevcut.”
“Burası demokrasi ve şeffaflık kurumu”
Fendoğlu, kanunlara ve yönetmeliklere dayalı el kitapları çıkardıklarını ve düzenledikleri çalıştaylarda heyete yönelik sorulara cevap verdiklerini aktardı.
Konseye müracaatların fiyatsız olduğu bilgisini de veren Fendoğlu, “Ayrıca Türkiye çapında bütün kamu kurumlarını bağlayan unsur kararları alabiliyoruz. Mesela terör örgütleriyle ilgili çalışmalarda hiçbir doküman ve bilginin verilmemesi konusunda kararımız var. Heyet prensip kararı alabiliyor ve bu prensip kararı bütün kamuyu bağlıyor” diye konuştu.
Vatandaşların ve kamunun alınan unsur kararına iptal davası açarak itiraz edebildiğini belirten Fendoğlu, şunları kaydetti:
“Kamu kurumlarına görüş de veriyoruz. Rastgele bakanlık yahut üniversite ‘Şu mevzuda ben ne yapabilirim?’ diye görüş istiyor. Burası demokrasi ve şeffaflık kurumu. Müracaatçılara yönlendirme de yapıyoruz. Örneğin, bize bir müracaat gelmiş lakin mevzu bir bakanlığın yetkisinde. O kişiyi ilgili bakanlığa yönlendiriyoruz. Kurum vatandaşa olumlu yahut olumsuz karşılık vermediyse o kuruma ‘Bu bireye yanıt ver’ diyoruz. Bürokrasinin daha süratli biçimde işlemesine, bürokraside tıkanma olmamasına ve ‘devlet sırrı, ticari sır yahut kurum içi’ diyerek yasaya ve yönetmeliklere karşıt biçimde bir karar verilmişse bunları düzeltmeye çalışıyoruz.”