Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yeni isimli yıl açılışı nedeniyle Yargıtay’da düzenlenen resepsiyonda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Yargının ağır iş yüküne dikkati çeken Tunç, ticaret ve teknolojik gelişmeler ile yeni hata tiplerinin ortaya çıkmasının yargının iş yükünü artıran sebepler olduğunu söyledi.
Tunç, hem hakim savcı sayısı hem de daire ve mahkeme sayılarının artırılmasının yargının iş yükünü azaltmaya yönelik çalışmalar olduğunu belirtti.
Yargı Islahatı Strateji Belgesi’nin eylül sonu üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacağını bildiren Tunç, “Biz, bunu hazırlarken masa başında oturup hazırlamadık. 1 yıllık süremiz oldu. Bu müddet içerisinde birinci derece hakim ve savcıları, bölge adliye hakim ve savcıları, yüksek yargımızın liderleriyle toplantılar yaptık. Hukuk fakültelerine yazılar yazdık, raporlar aldık. Barolarımızdan görüşler aldık. Uygulamadan gelen arkadaşların görüşlerini de alarak kıymetli tespitler yaptık. Kanunlarımızda yapılması gereken değişikler, tekrar idari uygulamalarla yapacağımız değişikler, bunların hepsi eylül sonunda Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuyla paylaşılacak ve o amaçlar doğrultusunda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” diye konuştu.
Hukukun üstünlüğünün değerli olduğunu vurgulayan Tunç, bir ülkenin demokratik hukuk devleti olabilmesi için öncelikle tarafsız ve bağımsız yargının olması gerektiğini lisana getirerek, gereksinime karşılık veren mevzuat için çalışmaları sürdürdüklerini kaydetti.
Yargı kararlarına yönelik tenkitlere değinen Tunç, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yargı kararlarına yönelik tenkitler daima oldu. ‘Yargı kararları eleştirilemez’ diye bir konu yok. Eleştirirken de bilhassa yargıyı yıpratacak, adalete itimadı sarsacak telaffuzlardan de kaçınmak lazım. Yargı mensuplarımız 12 milyon belgede karar verdi. Bunların içerisinden birkaç adedini öne çıkararak bütün yargıyı, bütün yargı mensuplarımızı töhmet altında bırakacak açıklamalar yaparsanız o vakit niyetiniz o probleme işaret etmek değil de yargıyı yıpratmaya yönelik amacınız var demektir.”
– Yeni anayasa çalışmaları
Bakan Tunç, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili soruya işe su yanıtı verdi:
“Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir uzlaşma sağlandığında inşallah yeni anayasa olur. Bu milletimizin hakkıdır ve anayasa yapan olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin millete olan borcudur. Bu borcu yerine getirmek milletvekillerimizin ve siyasi partilerimizin vazifesidir. İnşallah bu borcu yerine getiririz. Darbe anayasasıyla Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başlamak ülkemiz açısından maalesef çok olumsuz bir durum. Bu olumsuzluğu düzeltmek de Türkiye Büyük Millet Meclisinin elinde.”
Mevcut Anayasa’nın vesayetçi ruha sahip olduğunu vurgulayan Tunç, “İçerisinde ıslahat sayılabilecek çok değerli düzenlemeler, değişiklikler yapıldı. Yargı, hükümet sistemi, hak arama yollarının genişletilmesiyle ilgili çok kıymetli ıslahatlar yapıldı. 2010 yılında yaptığımız ferdi müracaat düzenlemesi, 82 Anayasası ile birtakım çelişen hususları Anayasa Mahkememiz ve Yargıtayımız ortasında bir tartışmaya neden oldu. Tüm bu tartışmaları ortadan kaldırmanın yegane yolu Türkiye Büyük Millet Meclisidir.” sözlerini kullandı.
– “Temennimiz Narin kızımıza sağ salim ulaşılabilmesi”
Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın kaybolmasına ait soruyu cevaplayan Bakan Tunç, Güran’ın kaybolmasının herkesi derinden sarstığını, hala bulunamadığını anımsattı.
Güran’ın sağ salim bulunması için devletin tüm imkanlarının seferber edildiğini lisana getiren Tunç, “soruşturmanın selameti açısından” yayın yasağı alındığını bildirdi.
Soruşturma kapsamında çok sayıda kişinin sözünün alındığını belirten Tunç, “Şüpheli görülen bireylerle ilgili birtakım sözlerden yola çıkılarak tespitler yapıldı.” dedi.
Narin’in ağabeyinin üzerinde yapılan inceleme sonucu gelen isimli tıp raporunda, izlerin Narin’e ilişkin olmadığına, kime ilişkin olduğunun tespit edilemediğine ait bir rapor verildiğini anımsatan Tunç, şunları kaydetti:
“Sonrasında amcasıyla ilgili bir tutuklama kararı verildi. Orada doğal soruşturma devam ediyor. Bizim burada soruşturmanın gidişatıyla ilgili teferruatlı bilgi vermemiz mümkün değil. İsimli Tıp’ın birtakım tespitleri var. DNA tespitleri var. Annesi ve babasından kan örnekleri alındı. Ve o araçta, amcasının aracındaki DNA’nın uyuştuğu görüldü. Bu tarafta bir rapor var ve bu kuvvetli bir kuşku. Bu kuşku nedeniyle de bugün sulh ceza hakimliği bir tutuklama kararı verdi. Sonuçta burada soruşturmanın sağlıklı bir halde sürmesi değerli. Mahremiyet unsurunu de koruyarak bunu yapmak lazım. Münasebetiyle daima birlikte soruşturmayı bekleyeceğiz lakin asıl temennimiz Narin kızımıza sağ salim ulaşılabilmesi.”
– “Millete yönelik bir hakaret kelam konusu”
Bakan Tunç, bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Dilruba Kayserilioğlu’nun İzmir’deki bir programda, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yanında protokolde yer almasına ait soru üzerine, Kayserilioğlu hakkındaki yargı sürecinin devam ettiğini anımsattı.
Sokak röportajının yasak olmadığını, herkesin fikrini özgürce söz edebileceğini belirten Tunç, niyet ve tabir özgürlüğünün Anayasa’da, kanunlarda bir hududunun bulunduğunu bildirdi.
“Soruşturma konusu olan kişinin söylediği sözlere baktığımız vakit millete yönelik bir hakareti kelam konusu.” sözünü kullanan Tunç, şöyle devam etti:
“Milletimize söylediği hakaretlerin ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ teşkil edeceğine yönelik savcılarımızın tespiti oldu. Ve o süreçte tutuklama kararı verildi. Artık bir kişi size ‘geri zekalı’ dediğinde siz ne yaparsınız? Teşekkür etmezsiniz, bana hakaret etti dersiniz, dava açarsınız. Lakin millete birisi ‘geri zekalı’ dediğinde milletin o hakkını kim savunacak? Kamu ismine Cumhuriyet savcıları savunacak. Hasebiyle toplumsal medyada bir özgürlük alanı var, evet. Bunu kabul ediyoruz fakat gerçek hayatta cürüm teşkil eden bir husus, sanal medyada da toplumsal medyada da yapıldığında hata teşkil eder. Münasebetiyle o yayınları yaparken ona dikkat etmek lazım.”
Tunç, “Bir talihsizlik Sayın Özel’in hemen onu yanında oturtması, millete hakaret eden bir kişiyi baş tacı etmesi, milletin yüzde 52 oyuyla cumhurbaşkanı seçilen Cumhurbaşkanımıza yönelik kabul edilemeyecek tabirler kullanan bir kişiyi yanına oturtması, onu baş tacı etmesi milletimizi rahatsız eder.” dedi.
Siyasi partiler ve siyasalların bu bahislere dikkat etmesi gerektiğini belirten Tunç, “Buradan onlar bir puan kazanmaz. Onlar buradan puan kaybeder. Siz millete geri zekalı diyeni yanınıza oturtup ona kürsüde methiyeler düzerseniz yarın bir gün onu milletvekili de yaparsınız. Milletvekili adayı da yaparsınız. Bu olmaz, bu kamu sisteminin ihlali aslında. Bu manada siyasetçilerimizin sorumlu davranması lazım. Bu sorumlu bir davranış olmadı.” sözlerini kullandı.
– “Milletimizi rahatsız edecek aksiyon ve telaffuzlardan kaçınmak lazım”
Kara Harp Okulundaki teğmenlerin ant içme imgeleri hakkındaki soru üzerine konuşan Tunç, okulu bitiren subayların nasıl yemin edeceklerinin kanunda aşikâr olduğunu belirtti.
“Toplum kesitlerini, milletimizi rahatsız edecek hareket ve telaffuzlardan kaçınmak lazım.” tabirini kullanan Tunç, kelam konusu imajların birçok toplum bölümünde rahatsızlık oluşturduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bunun disiplin kararları bakımından neye tekabül eder tüm bunların değerlendirilmesini yapacak olan ilgili kurumdur. Yanlış yorumlanacak, kamuoyunu rahatsız edecek birtakım davranışlara fırsat vermemek lazım. Bu manada bilhassa daha hassas olunması gereken bir yer orası. Milletimizi rahatsız edecek hareket, davranış ve tavırdan kaçınmak lazım. Asıl yemin, kanunen yapılan yemindir. Münasebetiyle bizim o istikametteki görüşümüz; şayet kanuna karşıt bir durum varsa ilgili merciler zati onun çalışmasını yapar.”
– “Savcımıza yapılan hareket, aksiyon kabul edilemez”
Adalet Bakanı Tunç, bir soru üzerine, İstanbul’da Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Necip Cem İşçimen’e yönelik akına ait soruşturmanın da devam ettiğini lisana getirdi.
“Yargıtay Cumhuriyet Savcımıza yapılan hareket, aksiyon kabul edilemez.” sözünü kullanan Tunç, hiçbir vatandaşın hiçbir şahsa karşı bu türlü bir aksiyonda bulunmaması gerektiğini belirtti.
Söz konusu olayda İşçimen’in yaralandığını aktaran Tunç, mevzuyla ilgili açılan soruşturma kapsamında 2 kişinin tutuklandığını söyledi.
Kısa müddet evvel Ordu’da da diğer bir savcıya yönelik akın gerçekleştirildiğinin hatırlatılması üzerine Tunç, “Yargı mensuplarımıza yönelik bu cins hareketlerin, bu cins nahoş hareketlerin kabul edilmesi kelam konusu olamaz. Hiçbir vatandaşımıza karşı bu türlü haller olmamalı. Fakat maalesef toplumda oluyor, bu çeşit üzücü olaylar.” dedi.
– “Talepler doğrultusunda kesinlikle değerlendirmeler yapılabilecek”
Bakan Tunç, infazla ilgili bir düzenleme yapılıp yapılmayacağına dair soru üzerine, cezaevlerindeki hatalıların ıslahının ve topluma kazandırılmasının kıymetli olduğunu, öte yandan hatayla çabanın de değerli olduğunu söyledi.
Ceza adalet sistemine iki istikametli bakmanın mecburî olduğunu kaydeden Tunç, “Önümüzdeki süreçte yargı ıslahatı strateji evraklarındaki amaçlar doğrultusunda, uygulamadan gelen talepler doğrultusunda kesinlikle değerlendirmeler yapılabilecek.” tabirlerini kullandı.