Şehit Abdullah Çavuş Mahallesi’ndeki Palmiye Sitesi’nin 3 bloğunun 6 Şubat’ta meydana gelen birinci sarsıntıda yıkılması sonucu 150 kişi hayatını kaybederken, 16 kişi de yaralandı. Binanın yıkılmasıyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında haklarında ‘Bilinçli taksirle mevte ve yaralamaya neden olma’ cürmünden 22 yıl 6’şar aya kadar dava açılan tutuklu müteahhit Ali Babaoğlu, müteahhit Hacı Mehmet Ersoy (80) ve jeoloji mühendisi Ömer Tarakçıoğlu (54) birinci kere hakim karşısına çıktı.
Kahramanmaraş 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar ile binada ölenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı. Tıpkı vakitte yıkılan binaların statik proje müellifi ve fenni mesulü olan Ali Babaoğlu ise duruşma salonuna tutuklu bulunduğu İzmir’deki cezaevinden SEGBİS sitemiyle bağlandı. Duruşma, Babaoğlu’nun savunmasıyla başladı.
‘YIKILAN BİNALAR FAY SINIRI ÜZERİNE DENK GELMİŞTİR’
‘TÜM MALVARLIĞIMI KAYBETTİM, HATASIZ YERE HAPİSTEYİM’
Kendisine ilişkin olan, Kahramanmaraş’ın en büyük mağazasının ve birçok dükkanın yıkıldığını ve zelzelede birçok yakının da enkaz kaldığını, yaşadığı travmadan ötürü İzmir’e gittiğini söz eden Ali Babaoğlu, şöyle devam etti:
“Ben inşaat mühendisiyim ve mesleğimi icra ettim. Bu sarsıntının en büyük mağdurlarından birisiyim, tüm malvarlığımı kaybettim. Daha da değerlisi hatasız yere özgürlüğümü kaybettim ve hala hapisteyim. Yer bilimine hakim değilim, taban firmasından talep edilen rapor belediye sunulmuş ve belediyenin ünitelerinden onay alınmıştır. Uzman raporuna nazaran taban emniyet tansiyonu 3.25 olması gerekirken Jeoloji Mühendisi Ömer Tarakçıoğlu tarafından 1.5 olarak verilmiştir. Bu olması gerekenin 2.5 kat altındadır ve bu sayıya nazaran bina tasarımı yapılmıştır, tüm statik projeyi etkilemiştir. Fakat Ömer Tarakçıoğlu tali kusurlu gösterilmiş ve tutuksuz yargılanmaktadır. Taban etütü yapmadığını, gözlemleyerek bu sayısı verdiğini de itiraf etmiştir.”
‘NOTERE, YAKALANMAYI GÖZE ALARAK GİTTİM’
Savunmasının akabinde Ali Babaoğlu, müşteki avukatlarından Serpil Yabanoğlu’nun, ‘Hakkınızda yakalama kararı varken neye güvenerek ve kim tarafından korunarak notere gidip bu süreci yapabildiniz?’ sorusu üzerine ise “Ben Kahramanmaraş’ın kıymetli esnaflarından biriyim. Çeklerim ve senetlerim var. Bankalardan, şirketlerden, 8- 10 yerden haciz geldi. Ben namuslu beşerim, malımı sattım, borcumu ödedim. Notere, yakalanmayı göze alarak gittim. Zira mecburdum ve vekalet verdim” dedi.
Diğer müteahhit Hacı Mehmet Ersoy da suçlamaları kabul etmedi. Müteahhit olmadığını öne süren Ersoy, “Ben binanın yapılmasında ortak değilim. Noterdeki imzam ise şahit olarak attığım imzadır, iştirak imzası atmadım. Binanın üretimiyle alakam yok. Emlakçı üzere müşteri getirirdim” dedi.
TARAKÇIOĞLU: ÇALIŞMAYA BAŞLADIĞIMIZDA BİNA TEMELLERİ ATILMIŞTI
Savcılık sorgusunda taban etüdünü gözlemsel olarak yaptığını söyleyen Jeoloji Mühendisi Ömer Tarakçıoğlu ise mahkemedeki savunmasında çukur açarak numune aldıklarını söyledi. Babaoğlu, “Palmiye Sitesi için 99 Aralık ayında firmamıza Ali Babaoğlu müracaat etti. O periyodun genelge ve yönetmeliklere nazaran müşahede çukuru açarak alınan numuneleri DSİ laboratuvarlarında tahlil yaptırıp bir rapor hazırladık. Raporu hazırlamadaki emelimiz tabanın taşıma gücünü belirlemek, taban taşıma gücüne nazaran de inşaat mühendisinin statik projesini oluşturması gerekiyor. Çalışmaya başladığımızda bina temelleri başlamıştı. Yani bizim verdiğimiz raporda verdiğimiz kıymetlere uyabilmesi için statiğini yenilemesi, hesaplaması gerekiyordu” diye konuştu.
‘RAPORUMUZDA VERDİĞİMİZ KIYMETE UYULSAYDI BU MAKUS SONUÇLA KARŞI KARŞIYA KALINMAZDI’
Ali Babaoğlu’nun savunmasında taban taşıma gücüyle ilgili söylediklerine de bir mana veremediğini belirten Ömer Tarakçıoğlu, kendisini şöyle savundu:
“’40 yıllık mühendisim’ dedi lakin taşıma gücünü ya söz edemedi ya da bilmiyor. Verdiği tabir de ‘Taşıma gücüne 1.5 kg/santimetrekare verilmiş, bu bize taşıma gücü belirtiyor’ dedi. Statik presinde ise bu kıymeti 3.2 aldığını söylüyor. Bu iki kıymet ortasında şu an yeni mezun bir inşaat mühendisine sorsanız kendisinin aldığı kıymet daha sağlam tabanlarda kullanılan bir paha, benim verdiğim bedel ise daha taşıma gücü zayıf olan orta dereceli bir yer kıymetidir. Yani bizim vermiş olduğumuz raporda belirlediğimiz 1.5 kg/santimetrekare kıymetine uysaydı ne olacaktı? Atıyorum temelde kullanması gereken 20 ton demiri 40 ton olacaktı ve böylece binanın bu sarsıntıda yıkılma mümkünlüğü çok çok zayıftı. Tahminen ağır hasar alabilirdi ancak en azından bina çökmezdi. Şu an ispatların içerisinde de var, Ali Babaoğlu’nun belediyeye sunmuş olduğu statik projesinde ‘Verilen statik proje hesaplamalara uygun değildir’ diye Onikişubat Belediyesi’nden alınmış evraklar var ve ‘Kirişlerdeki, kolonlardaki demir donatı yetersizdir’ diye yazıyor. Buna karşın bu binaya devam ediliyor ve devam edilmesinin yanında göz yumuluyor. Tek hatalı Ali Babaoğlu da değil. Buna göz yuman, denetim etmeyen, o statik projeye onay veren ve yerinde denetim etmeyen de hatalıdır. Raporumuzda verdiğimiz pahaya uyulsaydı maalesef bu makûs sonuçla karşı karşıya kalınmazdı. Bize Ali Babaoğlu müracaat etti, onun müracaatına müteakip bu raporu hazırladık. Palmiye Sitesi’ni yapan kişi Ali Babaoğlu’dur.”
‘BABAOĞLU MÜRACAAT ETTİ’ DEDİ, BABAOĞLU İTİRAZ EDİNCE HATIRLAMDIĞINI SÖYLEDİ
Ömer Tarakçıoğlu’nun savunmasındaki kelamlarına Ali Babaoğlu reaksiyon gösterdi. Söyledikleri için Tarakçıoğlu’ndan yemin etmesini isteyen Babaoğlu, “Ömer Bey’i şu anda gördüm ben. Hayatım boyunca ne gördüm, ne telefonla konuştum ne de oturup konuşmuşluğum var. Kendisi Mehmet Ersoy’un DSİ’den yakın arkadaşıdır. Yer etüt raporunu Mehmet Ersoy hazırlattı” dedi.
Bu sözler üzerine mahkeme başkanı ‘Siz Ali Babaoğlu ile muhatap oldunuz?’ diye sorunca Tarakçıoğlu, “Çalışanları olabilir, 25 yıl geçtiği için hatırlamıyorum. Hacı Mehmet Ersoy ile muhakkak muhatap olmadım” dedi.
DOSYA TEKRAR UZMANA GİDECEK
Binada ölenlerin yakınları da sanıklardan şikayetçi olduklarını belirtip muhtemel kastla yargılanmalarını talep etti. 8 saat süren duruşma sonunda mahkeme heyeti Ali Babaoğlu’nun tutukluluk halinin devamına, belgenin tekrar uzmana gönderilmesine karar verip davayı 26 Aralık’a erteledi.
‘AİLELERİMİZİ BİLE İSTEYE ÇÜRÜK BİNALARDA ÖLDÜRDÜLER’
Palmiye Sitesi’nde annesi, babası ve kardeşini kaybeden İrem Türkmener Karslı, adliye önünde yaptığı açıklamada, sanıkların mümkün kastla yargılanması gerektiğini belirterek, “Bizim ailelerimizi birinci derece sarsıntı bölgesi olan Kahramanmaraş’ta bile isteye çürük binalarda öldürdüler. Bu yüzden hepsi mümkün kastla yargılanmalı ve kamu çalışanı için artık bir an evvel soruşturma müsaadesi verilmeli ki kaçmadan ve yeni binalar inşa edilmeden bunun da önünü kesmeliler. Umarım davadan istediğimiz sonuçlar çıkar ve artık bir nebze ailelerimizin rahat uyuduğunu hissedebiliriz. Biz tükendik artık. Biraz da katillerin ailesi tükensin, biraz nefesleri daralsın o kapalı mahpuslarda. Adalete güveniyoruz, mecburuz buna. Zira bizim artık adaletten diğer inanacak hiçbir şeyimiz kalmadı” diye konuştu.