ANKARA (AA) – Adnan Oktar silahlı kabahat örgütüyle irtibatlı oldukları teziyle ortalarında eski İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Haydi Salihoğlu’nun da bulunduğu 4 hakim ve savcının “görevi berbata kullanma” hatasından yargılanmasına başlandı.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde görülen davanın duruşmasında, Adnan Oktar kabahat örgütü davasına ait mahallî mahkeme kararını bozan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin eski başkanı Reyhan Yaman ile daire üyeleri Derya Bayburtluoğu ve Ahmet Mahnaoğlu hazır bulundu. Eski İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Salihoğlu ise duruşmaya katılmadı.
Kimlik tespiti ve iddianame yerine geçen son soruşturmanın açılması dokümanının hatırlatılmasının akabinde sanıkların savunmaları alındı.
Reyhan Yaman, Adnan Oktar örgütü davasında bozma kararı verdikleri gerekçesiyle haklarında dava açıldığını belirterek, istinaf mahkemelerinin bozma yetkilerinin yasal olarak düzenlenmiş olduğu hatırlatmasında bulundu.
Söz konusu davada eksikliklerin bulunması nedeniyle bozma istikametinde karar verdiklerini belirten Yaman, Adnan Oktar silahlı kabahat örgütüyle hayatının hiçbir periyodunda yolunun kesişmediğini savundu. Yaman, “Verilen karar takdir yetkisi aşılarak verilmiş bir karar değildir.” tabirini kullandı.
Derya Bayburtluoğlu ise Adnan Oktar silahlı cürüm örgütü davasında vicdani kanaatlerine nazaran bozma kararı verdiklerini, emsal durumlarda daha evvel Yargıtay dairelerince de verilmiş bozma kararlarının bulunduğunu lisana getirdi.
Bozma kararlarının hakikat olduğunu savunan Bayburtluoğlu, “Biz okuduk belgeyi, beyandan ayrıca bir kanıt bulamadık.” dedi. Bayburtluoğlu, Adnan Oktar silahlı cürüm örgütü dava evrakıyla ilgili dönemin Daire Başkanı Yaman dahil hiç kimseden telkin ya da tavsiye almadığını belirtti.
Ahmet Mahnaoğlu ise kelam konusu belgede verilen kararın “yargısal takdir hakkı” kapsamında olduğu tarafında savunma yaptı.
– Müştekiler dinlenildi
Duruşmada, sanıkların savunmalarının alınmasından sonra müştekilerin sözleri dinlenildi.
Fırat Develioğlu, 2000’de örgütten ayrılana kadar “örgütün 2 numarası” olduğunu belirterek, Adnan Oktar silahlı cürüm örgütünü “melanet çetesi” olarak niteledi.
Adalet sisteminde örgütü savunan savcıların bulunduğunu belirten Develioğlu, sanıklardan Salihoğlu’nu bu kapsamda tanıdığını, vakit zaman kendisine para verdiğini ileri sürdü.
Develioğlu, 1999’da örgüte yönelik bir soruşturma kapsamında Adnan Oktar dahil kendisinin de ortasında olduğu birtakım bireylerin tutuklandığını, hür kalmasının akabinde Kazakistan’a yerleştiğini ve örgütle bağını kopardığını söz etti.
Müşteki Hatice Ural, 17 yaşındayken örgütün tuzağına düştüğünü ve 34 yaşına kadar örgütten kurtulamadığını belirtti. Örgütün “dini telkinlerle bireylerin beyinlerini yıkadığını” belirten Ural, örgütü “korku imparatorluğu” olarak niteledi.
Ural, bir devir örgüte ilişkin A9 televizyonunda da vazife yaptığını belirterek, “Adnan Oktar’ın sapkınlıklarını güzelce görmeye başladım ve örgütten ayrıldım.” dedi.
Örgütte lobi ve hukuk işlerine bakan ekiplerinin bulunduğunu anlatan Ural, sanıklar ortasında yer alan Haydi Salihoğlu ismini daha evvel “Hadi bizim işimizi kolaylaştırıyor.” formunda duyduğunu lisana getirdi.
Adnan Oktar silahlı cürüm örgütüne ait daha evvel açılmış bir davanın bulunduğunu hatırlatan Ural, “2007 davası örgütün yargıdaki irtibatları sayesinde düşmüş bir dava.” değerlendirmesinde bulundu.
Hatice Ural, mevcut davada yargılanan sanıkların mahallî mahkeme kararını bozarak verdikleri kararı “örgüt jargonuyla yazdıkları” argümanında bulunarak, karar ile sanıkların değil, belgedeki müştekilerin suçlanmaya çalışıldığını söyledi.
Müşteki Özkan Deniz de 18 yaşında katıldığı örgütten 2016’da ayrıldığını belirterek, örgüte dair bildiklerini kamu makamlarıyla paylaştığını, başlatılan soruşturma sonucunda de çok sayıda kanıta el konulduğunu söz etti. Deniz, kanıtlara karşın lokal mahkeme kararının sanıklar tarafından bozulduğunu belirtti.
İfadelerin alınmasının akabinde orta kararı açıklayan Yargıtay 5. Ceza Dairesi heyeti, davaya katılma talebinde bulunan kimi müştekilerin taleplerinin kabulüne karar vererek davayı erteledi.
– Adnan Oktar silahlı cürüm örgütü davası
Adnan silahlı hata örgütüne yönelik açılan dava İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince görülmüş, mahkeme 11 Ocak 2021’de açıkladığı kararında ortalarında Oktar’ın da olduğu birtakım sanıklara örgüt kapsamında 9 bin 803 yıl 6’şar ay mahpus cezası vermişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise lokal mahkemece verilen kararı metottan bozmuş, 68 sanığın tahliyelerine karar vermişti.
Yapılan yine yargılamada İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Kasım 2022’de Oktar’ın toplam 8 bin 658 yıl mahpusla cezalandırılmasına karar vermiş, öteki sanıklar hakkında da karar kurmuştu.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022’deki kararına ait temyiz incelemesini 91 sanık tarafından 10 Temmuz’da tamamlamış, Oktar’a, cürüm örgütü kurma ve yönetme, cinsel istismar ve cinsel akın, eğitim öğretim hakkının engellenmesi, kişiyi hürriyetinden mahrum kılma kabahatlerinden verilen toplam 8 bin 463 yıl 4 aylık mahpus cezasını onamıştı.
Daire, örgüt yöneticisi olarak kabul edilen 12 sanık ile örgüt üyesi 78 sanık hakkındaki mahkumiyet kararlarının da onanmasını kararlaştırmış, kimi suçlamalar tarafından ise bozma kararı vermişti.