ANKARA (AA) – AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı Ayşe Keşir, kadına yönelik şiddetle çabada kararlı olduklarını vurgulayarak, “Tüm kurumlarımızla kararlıyız. Günübirlik siyasete mevzu edilemeyecek kadar kıymetli bir husus ve bu mevzuda sıfır tolerans prensibimizi tekrarlamak istiyorum.” dedi.
Keşir, gazetecilerle AK Parti Genel Merkezi’nde bir ortaya geldi.
Malatya Battalgazi ilçesiyle birinci kongre startlarını verdiklerini söz eden Keşir, mottolarının da “Canla başla birinci günkü heyecanla” olduğunu bildirdi.
Kongreleri “tazelendikleri, yenilendikleri dönem” olarak niteleyen Keşir, “AK Parti Bayan Kolları 7. Olağan Kongre takvimi bu biçimde başlamış oldu. Biz aşağı üst her kongrede yarı yarıya yenileniriz. Yüzde 50 yaklaşık. Olası ki bu kongrelerde de bu türlü olacak.” diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi’ne değinen Keşir, mukaveleye 45 ülkenin imza koyduğunu lakin ortalarında Finlandiya, İsviçre ve Norveç’in de bulunduğu 7 ülkenin hiçbir şey yapmadığını söyledi.
Diğer ülkelerin de birtakım kanunlarında küçük değişiklikler yaptığına dikkati çeken Keşir, “Belçika Ceza Kanunu’na bir bent ekledi. Hollanda keza o denli, 2 bent ekleyerek birtakım tahliller üretmeye çalıştı. Hiçbir Avrupa ülkesinde İstanbul Sözleşmesi’nden sonra kapsamlı bir bayana yönelik şiddetle gayret yasası ne yazık ki çıkmadı. Yalnızca Türkiye’de 6284 sayılı 2012 yılında çıkardığımız bir yasa. Kapsamlı 23 unsurdan oluşan kolluğun, yargılama süreci, mağdur hakları, bütün bu süreçleri tek tek tanımlayan, kapsamlı bir kanun.” tabirini kullandı.
– “Tek bir bayanın canının yanmasına dahi müsaade etmeyeceğiz”
Avrupa Kurulu’nun geçen mayıs ayında bayana yönelik şiddetle gayretle ilgili 51 unsurluk direktif yayımladığını belirten Keşir, “Bu direktifte bayana yönelik şiddetle uğraş için yapmaları gereken yasal yükümlülükleri sıraladı, Avrupa ülkelerine. Bunun için de 3 yıl mühlet verdi. Haziran 2027’ye kadar. Bu, ‘bugüne kadar bir şey yapmadınız, önümüzdeki 3 yılda bunu yapın’ demek.” değerlendirmesinde bulundu.
Kendilerinin bu 51 maddeyi çalıştığını lisana getiren Keşir, şöyle devam etti:
“Hemen hepsi Türkiye’de yasal mevzuatta, birincil ve ikincil mevzuatta… Yalnızca maddeyi çıkarmanız da yetmiyor. Yönetmeliğini, yani ikincil mevzuatını da çıkarmanız gerekiyor. Mesela davet merkezinin olması… Biz 2012’de aslında çıkardığımız kanunla ‘ALO 183 davet merkezini oluşturduk. ‘Koruma altına alınması, onlara rehberlik edilmesi’ diyor 51 unsurun içinde, biz ŞÖNİM’leri kurarak, bu rehberlik süreçlerini başlattık. ‘Erken ikaz sistemi’ diyor. Mesela KADES. Dünyada örnek, Avrupa’da ödül almış bir uygulama. Dünyada kimi ülkeler, Avrupa’da bunu modellemeye çalışıyorlar. Bu 51 unsurun içinde olmadığı halde Türkiye’nin 2 ek uygulaması var. Bir tanesi kimliğin gizlenmesi. Türkiye’de biz olayın yüküne nazaran, mağdurun kimliğini, bütün bilgilerini gizleyerek. Şahit müdafaa programında olduğu üzere kimliğinin hatta en yakınlarına, yani annesine dahi verilmeyecek formda gizlenmesi maddelerimizde mevcut. Elektronik kelepçe bizim bir uygulamamız. Bu da bu direktifte yok.”
Yasal mevzuat manasında Türkiye’nin eksiğinin bulunmadığını tabir eden Keşir, “Tek bir bayanın canının yanmasına dahi müsaade etmeyeceğiz. Bayana yönelik şiddetle çabada asla geri adım atmıyoruz.” diye konuştu.
– Düzenlemeler
“Şiddet fiilinin, şiddetin mağdurunun yalnızca bayan olması bile ağırlaştırılmış sebep. Mesela halk ortasında ‘kravat indirimi, ekip elbise indirimi’ diye bilinen indirimi kaldırdık. Uygun hal indirimi. Keza tekrar Avrupa ülkelerinde ya da dünyada öbür ülkede olmayan bir yasal düzenleme getirdik. Birinci derece yakınlara, eş ve çocuklara uygulanan şiddet, ağırlaştırma sebebi cezaların. Biz boşanmış eşe uygulanan şiddeti de tıpkı nikahlı eşte olduğu üzere ağırlaştırıcı neden saydık. Biz bunları mukaveleden çıktığımız tarihten sonra yaptık. Bayana yönelik şiddetle çabada kararlıyız, tüm kurumlarımızla kararlıyız. Bayana yönelik şiddetle uğraş günübirlik siyasete husus edilemeyecek kadar kıymetli bir husus ve bizim bu bahiste sıfır tolerans unsurumuzu tekrarlamak istiyorum.” diye konuştu.
Kadına yönelik şiddetle çabadaki kararlılıklarını yineleyen Keşir, “‘Sözleşme yaşatır’ı söyleyebilecek data yok elimizde. 26 ülke çekince koymuş İstanbul Sözleşmesi’ne, 7 ülke hiçbir şey yapmamış. Bizim yaptığımız uygulamalar bu 51 unsurluk direktifin çok üstünde, önünde.” dedi.
Keşir, belli günlerde “sözleşme yaşatır” diye ortaya çıkanların bayana yönelik şiddetle gayret konusunu kendi ideolojileri için araçsallaştırdıklarını düşündüğünü söyledi. Keşir, “Sözleşme yaşattığına dair bir data yok elimizde. Yani Avrupa ülkeleri imzalamışlar, uygulamamışlar. Uygulamadıkları için kurul bir direktif yayınlıyor. ‘Bunları yapın’ diye.” sözünü kullandı.