Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız vücuduna ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine ait Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve sevk edildiği sulh ceza hakimliğince “kasten öldürme kabahatine iştirak etmek” hatasından tutuklanan Enes Güran, mahkemede savcılıktaki sözlerini tekrarladığını kaydetti.
Arama çalışmaları sırasında bir hastanede kimliği bilinmeyen, Narin olduğu bedellendirilen bir çocuk ihbarı olduğunu öğrendiklerini söyleyen Güran, şöyle devam etti:
“Hastaneye gittim. Gittiğimizde Narin olmadığını anladım ve köye geri döndük. Döndüğümüzde kederden kendime birkaç sefer yumruk attım. Morlukların, mısır çöplerinden mi yoksa yüzüme hakikat attığım yumruklardan mı kaynaklandığını tam olarak bilmiyorum. Morluklar, sondan her iki elimle de yüzüme gerçek vurduğum ve öteki gözümde de bir morarma olmadığı için büyük ihtimalle mısır tarlasında bir elimde telefonun ışığını tutarken arama yaptığım için mısır koçanlarının ve çöplerinin gözüme değmesiyle oluşmuş.”
– “Sinirden kolumu ısırdım, ısırık izi bu sebeple oluştu”
Kolundaki ısırık ve sırtındaki tırnak izine emsal izlerin sorulması üzerine Güran, şu sözleri kullandı:
“Narin’in kaybolduğu üçüncü gün konutumuza gelenler oluyordu ve konutta herkes ağlamaya başladı. O an çok üzülmüştüm. Ağlarken babamın beni görerek üzülmesini istemediğim için kolumun üzerine kapanarak ağlamıştım. Sondan kolumu ısırdım. Isırık izi bu sebeple oluştu. Katiyen kolumu kardeşlerim ya da diğer biri rastgele bir sebeple ısırmadı. Sırtımı muhakkak kimse tırnakla çizmedi. Kimseyle kavgam ya da tartışmam olmadı. Kardeşimi arama esnasında yorgunluktan sırtımızı duvarlara yaslamamız, yıkık konutlara sürünerek girmemiz üzere durumlardan kaynaklanmış olabilir. İzlerin üçüncü kişi tarafından yapılmış olabileceği biçimindeki durumu katiyetle kabul etmiyorum.”
Tutuklu amcası Salim Güran ile babası, ailesi ya da şahsen kendisi ortasında rastgele bir hasımlık ya da düşünce olup olmadığı sorusunu Güran, “Son devirde babam ile Salim amcam ortasında küslük ve hasımlık bildiğim kadarıyla yoktu lakin 2023 yılı Aralık ayında ortalarında bir alacak verecek sorunu olmuştu. Salim Güran, babama otomobil için bir ölçü para vermiş ve daha sonra parasını geri istemişti. O devir sık sık parasını istediği için babam da huzursuz olmuştu. Bunun üzerine amcam Erhan Güran ikisini bir ortaya getirip olayı çözmeye çalışmıştı lakin Salim Güran bu görüşmeye gelmemişti. Amcam Erhan, Mersin’deki arkadaşından aldığı parayı babam ismine Salim Güran’a vermişti. Olay sebebiyle babam ve amcam uzun mühlet konuşmadılar.” formunda yanıtladı.
Nevzat Bahtiyar’ın Narin’i, Salim Güran’ın öldürüp kendisinin saklaması için verdiği biçimindeki beyanının sorulması üzerine Güran, şunları kaydetti:
“Kardeşim Narin’i şayet belirtilen formda Nevzat bulunan yere bıraktıysa bunu lakin Nevzat’a tehditle, para teklif ederek yapılabileceğini düşünüyorum zira Nevzat ekonomik durum prestijiyle da güçsüz ve sönük bir kişiliktir. Kendisine bu türlü bir olayda teklif edilse para için yapabilir, ailesiyle tehdit edilse köyde çok fazla gücü olmadığı ve sönük bir karakter olduğundan korkarak yapmış olabilir ya da Nevzat Bahtiyar’ın ailesinden biri Narin’e ziyan verdiyse bunu saklamak için yapmış olabilir. Narin’i arama çalışmaları sırasında Nevzat yalnızca bir sefer kısa müddetli mescitte yanımıza geldi.”
Babasına neden Narin’in kaybolduğunu iletmediklerinin sorulması üzerine Güran, “Narin’i aramaya çıktığımda cep telefonum konuttaydı. Bu sebeple arayamadım. Annemin neden aramadığını ise bilmiyorum.” dedi.
Güran, sözünde şunları kaydetti:
“Narin benim en sevdiğim kardeşimdir. Ben ona muhakkak hiçbir kötülük yapmadım. Narin’i öldürmedim. Mutlaka rastgele bir istismar hareketinde bulunmadım. Narin’in başına ne geldiğini, bunu kimin yaptığını da bilmiyorum. Narin kaybolduktan sonra köyde bu hususla alakalı bir aile meclisi toplandığını, bir karar alındığını da mutlaka görmedim. Kimseden sakladığımız bir konu yoktur. Narin’in başına gelenin sebebini katiyen bilmiyorum.”
Güran, mahkemede verdiği tabirde de 21 Ağustos’ta Malatya’dan Diyarbakır’a geldiğini, babasının otogardan kendisini aldığını anlattı.
“Annem sofrayı serdi, mutfağa giderken bana, ‘Narin nerede?’ diye sordu, ben de Narin’i görmediğimi söyledim. Narin’i aramaya başladık. Narin’i ararken jandarmayı aramak aklıma gelmedi, jandarmayı kimin aradığını da bilmiyorum, telefonum yanımda olmadığı için jandarmanın hangi saatte geldiğini bilmiyorum. Narin’den etkilendiğim için birinci sözümde arama saatini yanlış belirttim, sonra aklıma gelince düzeltmek istedim lakin olmadı, sonraki sözümde düzelttim.” diyen Güran, suçlamaları kabul etmediğini kaydetti.
– “Aile büyükleri ile Narin kaybolduktan sonra bir kez toplandığımızı hatırlıyorum”
Tutuklanan öbür zanlılardan amca Fuat Güran, nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki sözünde olay günü Van’da olduğunu, Narin’in kaybolduğu ikinci gün köye geldiğini belirtti.
“Aile büyükleri ile Narin kaybolduktan sonra bir kez toplandığımızı hatırlıyorum. Hangi gün toplandığımızı hatırlamıyorum. Toplantıda hatırladığım kadarıyla Ali İstek, Erhan, Ümit, Kurtuluş, Memduh, Barış, Mehmet ve Yalçın Güran ile Berat, İmran, Muhammed ve Hasan Kaya ve ben vardım.” sözlerini kullanan Güran, Narin kaybolduktan sonra köyde çıkan yangına ait şu beyanda bulundu:
“Yangın çıktığı esnada mescitte çay dağıtıyordum. Elektrik gidip gelince dışarıya çıktım, tellerin birbirine değdiğini gördüm. Yangının bu sebeple çıktığını düşünüyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum.”
Narin Güran’ın kuzeni Muhammed Kaya, Salim Güran’ın dayısı, Narin’in ise dayısının kızı olduğunu belirterek, olay sabahı saat 08.30’da Salim Güran’ın meskeninde olduğunu anlattı.
Güran, köye gelip arama çalışmalarına katıldıklarını anlatarak, “Dedem Mehmet Şerif Kaya’nın çiftliğine jandarma ile gittik. Burada kameranın şifresini bulamadığımız için inceleyemedik. Suçlamaları kabul etmiyorum.” dedi.
– “Salim Güran bizi dinledi, ‘(Narin’i) 17.40’ta gördüğünüzü söyleyin.’ dedi”
Narin’in babasının amcasının kızı Birsen Güran (19), olay günü Narin’in saat 14.00’te konutlarının kapısını çaldığını, kuzenleri Hatice ve Fatma’yı sorduğunu belirtti.
Narin’e Hatice ve Fatma’nın anneannesine gittiklerini söylediğini anlatan Güran, saat 19.00-19.30 sıralarında Narin’in kaybolduğunu öğrendiğini, arama çalışmalarına katıldığını kaydetti.
Güran, şu beyanlarda bulundu:
“Çoğu kişi Narin’i görüp görmediğimi bana soruyordu. Ben de Narin’in kaybolduğu gün gördüğümü söyledim. Melike ile bu mevzuyu konuştuğumuzda Salim Güran bizi dinledi. ‘17.40’ta gördüğünüzü söyleyin.’ dedi. Salim bana ‘Saati değiştirirsen senin başın yanar.’ dedi. Dert çıkacağını düşündüğüm için birinci söylediğim saati değiştirmek istemedim. (Salim Güran) Ona inanarak o biçimde tabir verdim. Salim’in son günlerde söylenenlerle gerçek yüzünü öğrenince sanki saati hatırlamadım mı diye düşündüm, hatta bu mevzuyu Melike ve annem ile de konuştum. Her gün annem ve Melike ile bu saati konuşuyorduk.”
– “Kızlarıma kapıyı çalan kim dediğimde Narin olduğunu söylediler”
Narin’in babasının amcasının eşi olan Maşşallah Güran (46), Narin’in babası Arif Güran ve tutuklanan amca Salim Güran’ın kayınbiraderinin oğulları olduğunu belirterek, olay günü eşi ve torununun Batman’a taziyeye gittiğini söyledi.
Öğleden sonra kapılarının çalındığını anlatan Güran, sözünde şu beyanlarda bulundu:
“Kapı çalındı, meskende saat bozuktur lakin ikindi ezanı muhtemelen okunmuştur, kızlarıma kapıyı çalan kim dediğimde Narin olduğunu söylediler. Kızlarımın anlattığına nazaran Hatice ve Fatma’yı sormuş, kızlarım da anneannelerine gittiklerini söylemiş. 18.00 ve 18.30 sıralarında eşim ve görümcem geldiler. Daha sonra Osman Güran geldi. Saat kaç olduğunu hatırlamıyorum lakin akşam ezanı şimdi okunmamıştı. Sonra Salim ve oğlu Miran geldi. Üste çıktım kızlarıma ‘Çay ve yemek yapın.’ dedim. Aşağıya indiğimde Salim kalkmıştı, eşimin söylediğine nazaran personeli Salim’i aramış.”
Narin’i kaybolduğunu öğrenince sabaha kadar aradıklarını belirten Güran, kendisine sorulması üzerine Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın ortasının uygun olduğunu, birbirleri ile görüştüklerini bildiğini aktardı.
– “Silinen kayıtlarla ilgili bir bilgim yoktur”
Narin’in halasının eşi Mehmet Şevket Kaya, bir sitede özel güvenlik vazifelisi olduğunu, olay günü 08.00’de mesaisi bittiğinde konuta gittiğini, 13.00 sıralarına kadar uyuduğunu, uyandığında eşi ve çocukları ile onlara kıyafet almaya gittiklerini belirtti.
Eve döndüklerinde Narin’in kaybolduğunu öğrendiklerini, onu aramaya başladıklarını anlatan Kaya, köyde çıkan yangının sorulması üzerine şunları söyledi:
“Ömer Faruk Güran vardı. Tellerden kıvılcım atıyordu. Yangınla bir ilgim yoktur. Telefonumla hiç uğraşmam, telefonum daima kızlarımın elindedir. Bu sebeple silinen kayıtlarla ilgili bir bilgim yoktur.”
– Olay günü Salim Güran arayarak nerede olduğunu sormuş
Tutuklu amca Salim Güran’ın çalışanı olduğu öğrenilen Mehmet Selim Atasoy (40), bahçe sulaması yaptığını, Salim Güran’ı da bu nedenle tanıdığını belirtti.
Atasoy, olay günü kendisiyle tarlaya gelen kızlarını 15.00’ten sonra konuta bıraktığını anlatarak, yemek yedikten sonra 15.30 sıralarında kendisini Salim Güran’ın aradığını ve nerede olduğunu sorduğunu, ona meskende olduğunu söylediğini tabir etti.
Atasoy, şunları kaydetti:
“Salim biraz erken gelip karanlık olmadan suyunu değiştirmemi söyledi. Yemekten sonra çıkıp Ramazan’ın olduğu tarlaya gittim. Saat 16.00’yı geçiyordu. Gittiğimde oğlum Ramazan ile Salim oturuyorlardı. Bir mühlet onlarla oturdum. Tarlada yaklaşık 2,5 saat çalıştım. Bu sırada saat 18.00- 18.30 civarında telefon geldi fakat suyun içindeydim karşılık veremedim. Salim beni aradı, suyun patladığını söyledi. Ben de hallettiğimi söyledim. 19.00 civarında oğlum ile Salim’in yanına gittim onlar orada oturuyorlardı. 19.30-19.40 civarında Salim’i aradılar, ayağa kalkıp yürüdü. Bana ‘El fenerini de al köye ineceğiz.’ dedi. Salim’in otomobiline binip köye gittik. Gittiğimizde kalabalık vardı. O sırada Salim meskene gidip üstünü değiştirip geleceğini söyledi. Nevzat’ı tanımam, köyün içerisine dahi girmem.”