Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, kuraklık ve iklim değişikliği üzere mevsimsel faktörlerle birlikte besin israfının boyut değiştirdiğine dikkati çekerken, “Ne yazık ki, ülkemizde her yıl 23 milyon ton besin, 12 milyon da ekmek israf ediliyor. Bu sayılar birçok ülkenin kâfi beslenmesine katkı sağlayacak bilgiler. Oysa iklim değişikliği ve mevsimsel değişiklikler, sulamada yaşanan problemler, lojistikte meyve zerzevat taşıyan aracın uygun soğutma sistemlerinin olmayışı tarım dalımızı direkt etkileyip üretime pürüz oluyorken bu mevzuda bilinçlendirilmek çok kıymetli. Bununla birlikte kuraklık ve betonlaşma ziraî maliyetleri her geçen gün artırıyor. Çiftçilerimiz, alın terlerinin karşılığını alamadıklarından, tüketiciler ise yüksek fiyatlardan ötürü şikayetçi. İsrafının önüne geçebilirsek sıkıntıların tahlili için büyük bir adım atarız” sözlerini kullandı.
“İsrafı önlemede planlı üretim ve tüketim çok önemli”
Eserlerin daha tarladan sofraya gelene kadar zayi olduğuna dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Gıda israfı zincirinin en kritik halkalarından biri, eserlerin tarladan sofraya gelene kadar eserlerin maruz kaldığı zayiat. Nakliyede, depolamada ve pazarda birçok eser israf oluyor. Bu kayıplar, arz-talep istikrarını bozarak fiyatların daha da yükselmesine sebebiyet veriyor. Konutumuzda, soframızda, iş yerimizde tüketebileceğimiz kadar besin almalı ve fazla besin israfından kaçınmalıyız. Besin saklama metotları konusunda bilinçlenerek bozulmaların önüne geçebiliriz. Çiftçilerimiz talep doğrultusunda planlı ekim yapmaya teşvik edilmeli ve bu hususta desteklenmeli” diye konuştu.
“Kamu spotları oluşturulmalı”
İsraf edilen her bir besinin tıpkı vakitte yok edilen bir emek olduğunu söyleyen Palandöken, “Nakliye sırasında eser kaybını önlemek için daha verimli lojistik sistemler geliştirmeli ve uygun depolama şartlarını yaygınlaştırmalıyız. Suyumuzu, toprağımızı ve gücümüzü gerçek kullanarak, daha sürdürülebilir bir üretim ve tüketim modeli oluşturabiliriz. Unutmayalım ki, israf edilen her besin hususu, tıpkı vakitte yok edilen emek, su, toprak ve güç demektir. İklim değişikliğinin tesirlerini daha derin hissetmeden, daima birlikte üzerimize düşeni yapmalıyız. Okul sıralarından itibaren ailede ve toplumsal etrafta israfı önlemek için kamu spotları oluşturmalı ve bu hususta farkındalık oluşturmalıyız” formunda konuştu.