TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu (İHİK), AK Parti Osmaniye Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık başkanlığında toplandı. Kurulun, ‘Kolluk Uygulamaları ve İnsan Haklarının Korunması’ başlıklı bilgilendirilme toplantısına İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bakan yardımcıları, Emniyet Genel Müdür Yardımcıları ve bürokratlar katıldı. Komitede konuşan Bakan Yerlikaya, “600 bin çalışanımızla ülkemizin huzur ve güvenliğini tesis etmek için çalışıyoruz. Adımlarımızı, hukuku ve insan haklarını önceleyerek atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz. ‘Ben yaptım oldu’ anlayışını reddederek, tüm çalışmalarımızı şeffaflıkla hukuka ve etik kıymetlere bağlı olarak hesap verebilirlik unsuruna dayanarak sürdürüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde insan haklarının korunması ve geliştirilmesi gayesiyle kapsamlı ıslahat süreçleri hayata geçirilmiştir. 22 yıldır süregelen AK Parti hükümetlerimiz kolluk faaliyetlerinin icrasında ortaya çıkabilecek azap ve makus muamele olaylarına karşı asla müsamaha gösterilmeyeceğini, azaba sıfır tolerans siyaseti ile açıklamıştır. Bu doğrultuda azap ve berbat muamele cürüm cezası arttırılmış, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin süratle sonuçlandırılması konusunda özel önlemler öngörülmüştür” halinde konuştu.
Verilen cezaların ertelenememesi ve para cezasına dönüştürülememesinin benimsendiğini tabir eden Yerlikaya, gözaltı ünitelerinin fiziki kurallarının iyileştirilme çalışmalarının süratle tamamlandığını ve Avrupa ülkelerine kıyasla en düzgün koşullara kavuşturulduğunu söyledi.
İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu, Jandarma Genel Komutanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu bünyesinde kolluk hakkındaki ‘insan hakları ihlal’ savlarıyla ilgili özel üniteler kurulduğun altını çizen Yerlikaya, ” İnsan haklarının ihlali ile ilgili tezlerin aktif bir halde soruşturulabilmesi için değerli adımlar atılmıştır. Yapılan yasal değişiklikler sonrası kolluk hakkındaki insan hakları ihlal tezleriyle ilgili soruşturmaların direkt bağımsız Cumhuriyet Savcıları tarafından yapılması sağlanmıştır. Maksat kolluğun hakları ihlal eden değil, hakların koruyucusu olan bir hizmet ünite olmasıdır” dedi.
Dünyanın her yerinde olduğu üzere Türkiye’de de kolluk içinde maalesef ferdi yasaya muhalif hareketler olduğunu tabir eden Bakan Yerlikaya, burada önemli olanın bahislerin gizlenmemesi, savların üzerine gidilmesi ve sorumluların hak ettiği cezaları alması olduğunu belirtti.
İddialara ait soruşturmaların uzmanlarca ve tarafsız formda yürütülmesinin büyük ehemmiyet arz ettiğini aktaran Yerlikaya, “6713 sayılı Kolluk Nezaret Komitesi kurulması hakkındaki kanun ile bakanlığın insan hakları ihlal tezlerinin en aza indirilmesine yönelik gösterdiği hassasiyetin bir sonucudur bu. Bu kanun örnek bir uygulama olarak Avrupa Birliği ülkelerinde mevcut şikayet sistemleri ayrıntılı olarak incelenerek iştirakçi bir metotla hazırlanmıştır. Ülkemiz genelinde bahisle ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kolluk üniteleriyle en fazla etkileşim halinde bulunan kümelerle istişareler yapılmış, anketler düzenlenmiştir. Bu çalışmalar sonucunda ortaya konulan görüş ve fikirler 6713 sayılı yasaya yansıtılarak, ülkemiz kurallarına en uygun kolluk şikayet sisteminin oluşturulması hedeflenmiştir” sözlerini kullandı.
“Gayemiz, uğraşımız, uğraşımız Türkiye’nin huzurudur”
2002 yılından itibaren altına imza atılan tüm kanun, çalışma ve projelerde insanlık onurunu ayaklar altına almaya kalkışan her bakış açısının tabir ve uygulamasının reddedildiğini söyleyen Yerlikaya, hukukun temel alındığı bir yerde insan hakları, şeffaflık, hesap verilebilirlik, etik kıymetlere bağlılığın olmazsa olmazları olduğunu lisana getirdi.