“Denetim gecenin yarısına kadar devam etti”
Savunmasında üzerine isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini belirten Yavuz, “Hastanedeki süreçlerde uygulama yaparken kontrollere de kıymet verirdim. Aksayan problemleri alanda faal olarak çözmeye gayret ederdim. Sağlık Bakanlığı tarafından detaylı denetimlerden geçtik. Bizim vazifemiz kontrollerde istenen evrakları sunmaktı. Kontrollerde bir hafta evvel bilgi mailleri gelirdi, hastanenin hazır olması konusunda ihtarlar alırdık. Grubumla bu kontrollere hazırlandık. Mustafa Kazan bilgi verirken ‘Tek uygunsuz hastane Bağcılar Şafak Hastanesi’ dedi. Yanlış söyledi sanırım, en uygun hastane bizim hastanemizdi. Kontrole birdenbire geldiklerinde tüm yetkililere gerekli bilgileri ayrıntılı bir halde verdim. Hastaların çarşaf belgelerini teslim ettim. O kadar uzun sürdü ki bu kontrol, gecenin yarısına kadar devam etti. Kontrolün başındaki kişi Hasan Basri Gök’ü arayıp, her şeyin tam olduğunu ve ne istediğini sordu, hastanenin her şeyinin tam olduğunu söyledi. Misyonumu yaparken sorumluluğumun şuurunda olarak hareket ettim. Yenidoğan ünitesine kabul ettiğim her hastayı karşılar, ben takip ederdim. Şahsen aileye ben bilgi verirdim” tabirlerini kullandı.
“Böyle paraları almaya da gereksinimim yoktu”
Mahkeme liderinin “Bebek sevki ile ilgili para alındığı savlarına ait ne diyeceksin?” sorusu üzerine sanık Yavuz, “Bu çeşit tezleri birinci sefer burada duydum. Ben bu türlü bir şey yapmadım. Ayrıyeten benim bu çeşit şeylere gereksinimim da, bu türlü paraları almaya da gereksinimim yoktu. İdarenin bu türlü bir talebi varsa benim bundan haberim yoktu” diye konuştu.
Mahkeme liderinin “Başkasının kaşesini kullanmak olağan ve etik bir şey midir?” sorusu üzerine ise Yavuz, “Prensip olarak bu türlü bir konuşma içerisinde hiç bulunmadım. Bu kaşe bizim mahremiyetimizdir. Benim ünitemde, benim sürecimde epikrizler vaktinde ilerlerdi. Bunu yapmasaydım bu kadar başarılı olamazdım” yanıtını verdi.
“Fırat Sarı’nın çok düzgün bir doktor olduğunu biliyorum, bunu söylemekten asla çekinmiyorum”
Savunmasına devam eden sanık, “Benim idaremde olan hastanede hastalardan ağır bakım ünitesi için fiyat alınmazdı. Zira bunu SGK karşılardı. Gıyasettin Mert’i birinci sefer burada gördüm. Mustafa Kazan’ın hasta sevkiyle ilgili bir vazifesi yoktu. Toplulukta Fırat Sarı’nın çok yeterli bir doktor olduğunu biliyorum, bunu söylemekten asla çekinmiyorum” tabirlerini kullandı.
Suriyeli bebeklerle ilgili tape kayıtları sorulan sanık, “Yabancı asıllı bebeklerin anne ve babalarının İstanbul’da ikamet ediyor olması lazım. İstanbul dışı olduğu vakit SGK ödeme yapmıyor” dedi.
Duruşmaya sanığın savunmasının akabinde 40 dakika orta verildi.