Genel Şurada Saadet Partisinin “18 yaş altı vatandaşların cürüm eğilimleri”, ÂLÂ Partinin “pamuk üretiminde yaşanan sorunlar”, DEM Parti’nin “Eğitimin sorunları” ve CHP’nin “Çocuklara yönelik suçlar” ile ilgili küme teklifleri başka farklı görüşüldü.
Partisinin küme önerisi üzerine konuşan Saadet Partisi Küme Lideri Selçuk Özdağ, sinema sahnelerinde görülen şiddet imajlarının Türkiye’de yaşanmaya başladığını söyledi.
Ekranlardaki şiddet sahnelerinin, sokaklarda yaşanan gerçek olaylarla neredeyse tıpkı olduğuna dikkati çeken Özdağ, “Sokaklarda kimlik soran polislere saldırılıyor, unsur bağımlılığı herkesi esir almış durumda. Çocuklar öldürülüyor, on binlerce çocuk kayıp ve akıbeti bilinmiyor. İşyeri ve konutları kurşunlayıp tehdit ediyorlar. Mafya ve çete hesaplaşmaları sokaklara ve AVM’lere taşınıyor. Beşerler haklı olsa dahi kimseye bir şey söyleyemez hale geldi. Kimsede empati ve tolerans kalmadı.” diye konuştu.
Partisinin küme önerisi üzerine bir konuşma yapan İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, kürsüye koyduğu pamuk yumağını gösterdi.
Karakaş, hükümetin yanlış planlamaları nedeniyle üreticilerin vaktinde pamuk tarlalarını sulayamadıklarını, bu nedenle rekoltenin düştüğünü belirtti.
Girdi maliyetlerine işaret eden Karakaş, çiftçilerin kendi tarlasını ekemez hale geldiğini, üreticilerin ziyan ettiğini kaydetti.
DEM Parti Iğdır Milletvekili Yılmaz Hun ise partisinin küme önerisi üzerine yaptığı konuşmada hükümetin eğitim siyasetini eleştirdi.
Okullarda paklık ve güvenlik probleminin yaşandığını lisana getiren Hun, birçok okulda velilerin paklık yapmak zorunda kaldığını, okulları temizlemek isteyen birtakım belediyelere de Ulusal Eğitim Bakanlığının müsaade vermediğini anlattı.
Partisinin küme önerisi üzerine bir konuşma yapan CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya da Diyarbakır’da öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran’ın fotoğrafını göstererek, “Biz onu koruyamadık, çocuklarımızı koruyamıyoruz, onları duyamıyoruz. Nasıl duyacağız ki? Birileri cinayetlerle ölmeden, birileri onları istismar etmeden, onlar tacize, tecavüze uğramadan, kayıp ilanları yayınlamadan evvel kim duyuracak onların seslerini? Kime güvenecekler? Toplumun gelecekteki teminatı olan çocuklarımızın o tertemiz vicdanların sesi olarak soruyorum; devlet nerede?” dedi.
– “Meclis bilgilendirilsin”
CHP Küme Başkanvekili Murat Buyruk de yerinden kelam alarak gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İsrail’in Türkiye ile ilgili siyasetlerine ait açıklamalarını hatırlatan Buyruk, şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanı Meclis’imizin açılış merasiminde İsrail’in tarihî geçmişinden getirdiği ve dini vecibelerinin bir gereği olarak Anadolu topraklarına da göz diktiğini ve saldırabileceğini söyledi. Bu, bizim açımızdan son derece kıymetli ve korku vericidir. Bu argüman hakikat ise Meclis’imizin, bunu tartışması, Ulusal Savunma Bakanı’mızın ve Dışişleri Bakanı’mızın gelip Meclis’imizi bilgilendirmesi kaidedir. Türkiye’nin önünde böylesine yakıcı bir tehdit var ise ve bu tehdit böylesine yakınlaşmışsa Meclis buna kayıtsız kalamaz.
Ancak, biz, Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu konuyu gündeme getirmesinin gerisinde yatanın Türkiye’deki ağırlaşan ekonomik kriz ve çabucak her alandaki çöküşümüz olduğundan dertliyiz. Sayın Cumhurbaşkanı, dış düşman olmadan yapamayan bir siyasi önderdir. Bu dış düşman bazen Hollanda bazen Suriye bazen Irak bazen İran bazen Yunanistan bazen Amerika bazen İsrail’dir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ortasındaki daha evvel görüşmelerin yapıldığını belirten Buyruk, “Geçen Eylül ayında Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Netanyahu’yla şakalaştığını, görüştüğünü, kravat sohbeti yaptığını çok düzgün anımsıyoruz, hatta ekim yahut kasım ayında Netanyahu Türkiye’ye gelecek sonrasında da Cumhurbaşkanı’mız İsrail’e gidecekti. Şayet böyleyse, böyle iş birliği yapılabiliyor ise yani 7 Ekim saldırısından evvelki hesaplar bu ise nasıl oluyor da İsrail tarihî köklerinden getirdiği gerekleri doğrultusunda Türkiye’ye saldırıyor? Şayet öyleyse Eylül 2023’te Netanyahu’yla bu gerçeği bilmeden mi görüştünüz? Bu gerçeği bilmeden mi Netanyahu’yu Türkiye’ye davet ettiniz yahut İsrail’e gitmeyi kabul ettiniz?” diye sordu.
Emir’in tezleri üzerine söz alan AK Parti Küme Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 Ekim tarihinde Meclis’teki konuşmasının hakikatleri tabir eden manifesto niteliğinde bir konuşma olduğunu belirtti.
Siyonizmin maksatlarını anlatan Akbaşoğlu, şöyle konuştu:
“Siyonizmin temel maksadı evvel Filistin topraklarında İsrail devletini kurmak sonra da İsrail devletinin sonlarını kendi tahrif ettikleri Tevrat’a dayandırmak suretiyle Nil Irmağı’ndan Fırat ırmağına kadar Arz-ı Mev’ud olarak, vadedilmiş topraklar olarak büyük İsrail hudutlarını genişletmek ve böylelikle dünya hakimiyetini elde etmektir. Bu bahiste İsrail askerleri omuzlarında taşıdığı armalarda bu vadedilmiş toprakları resmetmektedirler. Türkiye’yi de içine alan halde. Bu, bilinmeyen bir hadise değil, bütün dünyanın bildiği bir konudur, siyonizmin gayesidir. Biz herkesle görüşür hakkı ve hakikati yüzlerine söyleriz. Hem ikili görüşmelerde hem de çoklu platformlarda bu dış politikayı sergiliyoruz. Bunu Netanyahu’ya da söz ettiğimiz kelam bahsidir. Bütün dünyaya da bu halde bir tavır ve davranış sergilediğimiz herkesin malumudur.”
– Çocukların korunmasına yönelik araştırma komitesi kuruluyor
Akbaşoğlu, Narin Güran’ın katillerinin kesinlikle yargı önünde hesap vereceğini ve en ağır cezayla cezalandırılacağını belirtti.
Çocukların korunmasına yönelik TBMM’de bir araştırma kurulu kurulması için önerge vereceklerini bildiren Akbaşoğlu, şöyle konuştu:
“Spesifik olarak tek bir husus üzerinden değil lakin ‘bu olaylara son verelim, öbür Narinler yaşanmasın’ manasında biz öbür partilerle birlikte, ortaklaşa nasıl yapay zekayla ilgili bir araştırma komisyonu kurduysak, AK Parti Kümesi olarak çocukların korunmasına yönelik mevcut siyasetler ve stratejinin incelenerek ailelerin, toplumun ve kurumların çocukların korunması üzerindeki tesirlerinin kıymetlendirilmesi, çocukların her türlü şiddet, ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimlerini destekleyici önlemlerin belirlenmesi, mevcut muhafaza sisteminin güzelleştirilmesi için yeni tekliflerin geliştirilmesi gayesiyle bir araştırma kurulu kurulmasına ait bir önergemizi Meclis Liderimize vereceğiz. Başka partilerle bir arada ortaklaşa bu mevzuyu enine uzunluğuna gündeme getirmek suretiyle araştırma kurulu marifetiyle bunu gerçekleştireceğiz.”
TBMM Genel Heyetinde farklı başka görüşülen CHP, DEM Parti, UYGUN Parti ve Saadet Partisinin gündeme ait küme teklifleri kabul edilmedi.
Görüşmelerin ardından Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine geçildi.