Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kahramanmaraş’ın riskli bölgeleriyle ilgili yaklaşık 7 bin 854 hektar alanda yürütülen bilimsel saha çalışmalar ışığında hazırlanan etüt raporunun sonucunu açıkladı.
Bilimsel tespitlerle sarsıntı üretme potansiyeli bulunmayan bölgelerin “önlemli alan” ilan edildiğini belirten Bakan Kurum, bu bölgelerde belirlenen önlemler alınarak yerleşimin oluşturulabileceğini duyurdu.
Raporun sonuçlarını açıklayan Bakan Kurum, “Sonuçlara göre bölgede yerleşime uygunluk durumlarını artık net olarak belirlemiş olduk. Buna nazaran Kahramanmaraş fay zonlarından kimilerinde sarsıntı üretme potansiyeli bulunmadığı, hasebiyle ‘fay sakınım zonu’ konulmasına gerek olmadığı sonucuna vardık. Bu çerçevede, bu alanları ‘uygun olmayan alan’ tarifi yerine ‘önlemli alan’ olarak yine düzenledik” sözlerini kullandı.
Bakan Kurum, rapora göre zelzele üretme potansiyeli bulunmayan ve ‘önlemli alan’ olarak ilan edilen bölgelerde belirlenen önlemler doğrultusunda yapılaşmanın oluşturulabileceğini kaydetti.
NACİ GÖRÜR MURAT KURUM’A SESLENDİ
Gelişmenin akabinde bir açıklama yapan Prof. Naci Görür, Kurum’a seslendi. Görür, şunları söyledi: “Sayın bakanımız Murat Kurum grubu ile Maraş bölgesini, fayları ve Londr’da incelenen örneklerden basedip yerleşime uygunluktan kelam ediyor. Beni affedin sayın bakanım ama o zonda Hatay’dan Adıyaman’a kadar hiçbir yer yerleşime uygun değil. Sözkonusu zon bir levha sonu. Levha sonları zelzele üretirler. yaklaşık 13,6 milyon yıldır sarsıntı üretiyor daha milyonlarca sene üretecek. Bu zon Ölüdeniz Fayı ila Doğuandolu Fayı tarafından temsil ediliyor. Bu faylar ekseriyetle 6 Şubat sarsıntılarında kırıldı. Fakat bu levha sonunun doğusunda, Arap Levhası üzerinde levha hududu kenar fayları var. Bunlar kırılmadı. Bu dar zonda hangi fay kırılırsa hasar verir.
En düzgünü fay tahlillerine devam edip bu huduttaki meskenlere dikkat edelim. Buradaki yerleşim alanlarına itina gösterilmelidir. Burası özel bir yerdir. Özel planlama, özel mimari, özel inşaat teknolojisi, özel yapı gereci, sarsıntı tesirini azaltacak özel teknoloji ister. Burada klasik bina yapamazsınız. İşini bilen özel beşerlerle çalışmalısınız. Tabiat şartlarını düzeltemiyeceğinize nazaran tek bahtınız özgün inşaat, mimari ve materyal teknolojileridir. Şayet bu türlü yapmazsak bugün çektiğimiz acıları gelecek jenerasyonlara ihraç etmiş oluruz. Sevgiyle”